Yenidoğan Çetesi Davası'nda sanık Gündüz: "600 TL'ye aldığım ilacı bin TL'ye sattım"
Yenidoğan Çetesi Davası'nın duruşması ikinci günde Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde sanıkların savunmalarıyla devam ediyor. Hüseyin Gündüz mahkemedeki savunmasında, "Ondan ilaç aldım. Bu ilaçları nasıl temin ettiğini bilmiyorum. Suç olduğunu bilsem almazdım. Hakan Doğukan'dan Curosurf diye bir ilaç aldım. 600 TL'ye aldığım ilacı bin TL'ye, sosyal medyadan tanıdığım Reşat isimli birine sattım" dedi.
Yenidoğan Çetesi Davası'nda yargılanan 22'si tutuklu 47 sanığın ikinci gün duruşması, Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam ediyor. Duruşmaya, 22 tutuklu sanık cezaevinden getirilirken 17 tutuksuz sanık ve taraf avukatları duruşmada hazır bulundu. Duruşmaya, 2 sanık ise SEGBİS yöntemiyle bağlandı. Duruşmayı, çok sayıda avukat ve basın mensubu takip ediyor.
"GMZ, Fırat Sarı'nın benim üzerime açtığı bir şirketti"
Tutuklu sanık hemşire Deniz Korkmaz, 7 yıldır yoğun bakım hemşiresi olduğunu söyleyerek, "CİMER şikayetini ben yaptım. Ama şu ana ben tutukluyum. Hakkımdaki suçlamaların hiçbiri somut delile dayanmamaktadır" dedi. Mahkeme başkanı sanığın telefon dinleme kayıtlarında başka bir sanığa söylediği, "Devleti soymak milleti soymaktan şereflidir" sözünü sordu. Sanık ise, "Kurtlar Vadisinde bir replik vardı. Onu kullandım" dedi.
Mahkeme başkanının "GMZ" adındaki şirketin (hastanenin) kimin olduğunu sorması üzerine, "GMZ adındaki şirket benim şirketim değil, Fırat Sarı'nın benim üzerime açtığı bir şirket. Kağıt üzerinde benimdi. Sümeyye yönetiyordu. Bu kadar büyük bir şey olduğunu bilmiyordum" dedi.
Tutuklu sanık Hüseyin Günerhan mahkemedeki savunmasına başlarken, "Emniyetteki ifadelerimin arkasındayım ama savcılıkta verdiğim ifadeleri reddediyorum. Çünkü değiştirilmiş" dedi. Günerhan savunmalarında, "Sağlık sisteminde de monarşi vardır. Ben hemşireyim. Hastanenin her yerinde çalıştım. REYAP Hastanesi'nde çalıştığım dönemde yoğun bakım olarak çok güzel olduğunu, çocuk cerrahisi, çocuk göz doktoru gibi birçok doktorun olduğunu gördüm bu hastanede işe girdim" ifadelerini kullandı.
Hakimin Hakan Doğukan Taşçı ile konuşmalarını sorduğu Günerhan, "Crousofların artan dozlarını biriktiriyoruz. İhtiyaç olduğunda bu ilaçları kullanıyorlardı. Benim ihtiyacım olduğunda bana da getiriyorlardı. Sonra ilaçların satışıyla ilgili dedikodular çıkmaya başladı. Ben dosyada SGK'yı zarar ettirmekle suçlanıyorum, ama hastaneyi zarar ettirmekle de suçlanıyorum. SGK'yı zarar ettirdiysem hastanenin kara geçmesi lazım burada bir çelişki var" dedi.
"Ben hiçbir zaman epikriz yazmadım"
Hakan Doğukan Taşçı'nın emniyetteki ve savcılıktaki ifadesinde kendisini suçladığını söyleyen Günerhan şunları söyledi:
"Hakan Doğukan benim hakkımda savcılıktaki ifadesinde benim ilaç sattığımı söylüyor daha sonra buradaki savunmasında öyle bir şey yapmadığımı söylüyor. Ben hiçbir şekilde epkriz yazmadım. Hiçbir dosyada sahtekarlık yapmadım. Bununla ilgili bir şüpheniz varsa hastaneye gidip kontrol edebilirsiniz. Benim imzamla bir sahtecilik yapıldıysa yazı karşılaştırılması yapılsın. Hasan Basri Gök, Güney Hastanesi için birçok şey söylemiş ama ben orada çalıştığım süre içerisinde Hasan hastanenin önünde bir kez bile geçmemiştir. Tapelerde ilaç sattığımızı öğrenirlerse Hüseyin bizi patlatır diye kendi aralarında konuşmuş."
REAYP'ta işe girmesini Fırat Sarı'nın sağladığını söyleyen Günerhan, "Ben REYAP'tan işten ayrıldım anlaşmazlıklardan dolayı. Fırat Sarı, Güney Hastanesi'nde iş ayarladı gittim görüştüm ücreti az geldi. Fırat Sarı'ya bunu söylediğimde hastanenin ortağı olduğunu, bana ekstra maaş vereceğini söyledi, ben de çalışmaya başladım. Hemşireler olarak hiçbir sahtecilik yapmadık Güney Hastanesi olarak, her şeyi doğru ve zamanında yaptık." dedi.
"600 TL'ye aldığım ilacı bin TL'ye sattım"
Tutuklu sanık Hüseyin Gündüz ise, üzerine atılı suçlamayı kabul etmeyerek, dosyada sadece Hakan Doğukan Taşçi'yı tanıdığını söyledi. Gündüz, "Ondan ilaç aldım. Bu ilaçları nasıl temin ettiğini bilmiyorum. Suç olduğunu bilsem almazdım. Hakan Doğukan'dan Curosurf diye bir ilaç aldım. 600 TL'ye aldığım ilacı bin TL'ye, sosyal medyadan tanıdığım Reşat isimli birine sattım" dedi.
Gündüz, bu ilaçlardan kutu başı 400 lira eklediğini, 50-60 kutu sattığını buna göre 24 bin lira para kazanmış olması gerektiğini ancak tam olarak hatırlamadığını söyledi ve sanık Taşçı'nın gıda takviyesi adı altında göz damlası üretip eczanelere sattığını, bundan dolayı da satın aldığı ilaçların mümessilden geldiğini sandığını, Taşçı'ya ilaçların nereden geldiğini sormadığını ve Tpay vermedğini belirtti. Duruşmaya ara verildi.
"Hastalara hastane önerilerim oluyor, ücretimi hastaneden alıyorum"
Bugünkü duruşmada tutuklu sanık Fehmi Alperen savunmasında, üzerine atılı suçlamayı kabul etmeyerek şunları söyledi:
"Ben herhangi bir kamu kurumu veya SGK ile görüşmedim. Benim yenidoğan alanı içerisinde herhangi bir görevim olmamıştır. Atılı suçun unsurları tarafımdan oluşmamıştır. Ben işçi statüsündeyim, memur statüsünde değilim. Ücretini kendi ödeyen hastalara hastanalerle ilgili önerilerde bulundum. Bu insanlar da gidip tedavi oldular. Bununla ilgili faturayla ödememi aldım. 17 yıldır İBB Hızır Acil'de işçiyim. Yurt dışından gelen hastaların hastane arayışları oluyor bunula ilgili şirketime başvurduklarında ben de önerilerde bulunuyorum. Kendi istekleriyle gidip tedavi oluyorlar. Ben hastanelerle anlaşmalıyım, ücretimi hastaneden alıyorum. Ben Gıyasettin Mert Özdemir'den herhangi bir ücret almadım. Konuşmalarımız maaşla ilgili."
"Ben sadece Gıyasettin Mert'e böyle bir hasta olduğunu ve 112'de yer olmadığını söylüyorum o da Güney Hastanesi'nde yer olduğunu söylüyor"
Kaya bebeğin sevki ve ölümüyle ilgili alakasının sorulması üzerine Alperen, "Doğukan benim yönlendirdiğimi düşünüyor ben de, 'Ben ayarlamadım benim yaşananlarla bir ilgim yok' diyorum. Bu hasta 4 saat Esencan Hastanesi'nin acilinde bekliyor. Sevk bekliyor. Oradaki yetkili beni arıyor hastanın genel durumunun kötüye gittiğini söylüyor. Ben de tanıdığım 4-5 kişiye soruyorum bunlardan biri Gıyasettin Mert. Mert bana Güney Hastananesi'nde yer olduğunu söylüyor aile isterse gelebilir deniliyor. Ben de aileye söylüyorum eğer aile isterse hastane bu sevki yapacak diyorum. Aile bu sevki onaylıyor. Fakat bu sevk işlemlerinin nasıl tamamlandığını bilmiyorum. Ben sadece Gıyasettin Mert'e böyle bir hasta olduğunu ve 112'de yer olmadığını söylüyorum o da Güney Hastanesi'nde yer olduğunu söylüyor. Bu olaydan herhangi bir maddi kazancım olmadı" diye cevap verdi.
Duruşmaya yarın 9.30'da sanık savunmalarıyla devam edilecek.
Haber: Gaye Şeyma CAN