UCM'nin Netanyahu ve Gallant'a yönelik tutuklama kararı
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), İsrail'in itirazlarını oy birliğiyle reddetti ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Savunma eski Bakanı Yoav Gallant için tutuklama emirleri verdi. İsrail Başbakanlık Ofisi'nden UCM'nin Netanyahu için çıkardığı tutuklama kararına tepki: "İsrail tüm savaş hedeflerine ulaşana dek geri adım atmayacak"
Mahkeme, Netanyahu ve Gallant hakkında "insanlığa karşı suçlar ve savaş suçları işlemeleri" nedeniyle tutuklama emirleri verirken, özellikle Gazze'deki sivil nüfusu açlıkla cezalandırmak için yiyecek, su, ilaç ve yakıt gibi hayati malzemelere erişimi kasıtlı olarak engellediklerini vurguladı. Uluslararası bağımsız bir yargı organı olan UCM'nin kararı önemli bir adım olarak görülse de mahkemenin kararlarını uygulatmak için yaptırım gücü bulunmuyor.
Uluslararası Ceza Mahkemesi Birinci Ön Yargılama Dairesi'nin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma eski Bakanı Yoav Gallant verdiği tutuklama emrinin ardından kararın ayrıntıları ve ne anlama geldiği tartışılıyor.
Mahkeme 17 Mart 2023'te Ukrayna Savaşı ile ilişkili nedenlerle Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında da tutuklama kararı çıkarmıştı. Ancak UCM kendi başına doğrudan yaptırım gücüne sahip değil. Yaptırım gücü sınırlı olan UCM'nin ve kararlarının yerine getirilmesi, üye devletlerin iradesine ve uluslararası işbirliğine dayanıyor. Ayrıca UCM'ye üye 123 devlet mahkeme kararlarına uymayı taahhüt etmiş olsa da ABD, Rusya veya Çin gibi UCM'ye üye olmayan ülkelerin mahkemeye ve onun kararlarına bağlılıkları sınırlı.
İsrail'in itirazları reddedildi
İsrail, eylül ayında savcılığın Netanyahu ve Gallant hakkında tutuklama emri çıkarma talebinin yasallığı konusunda UCM'ye iki itiraz başvurusunda bulunmuştu. İsrail birinci başvuruda, UCM'nin yetkisinin kapsamını Roma Statüsü'nün 19'uncu maddesi uyarınca sorgulamıştı. İkinci başvuruda ise, UCM'ye, mayıs ayında başvurusu yapılan Benjamin Netanyahu ve Yoav Gallant için tutuklama emirlerinin değerlendirilmesinin durdurulması talep edilmişti. İsrail, mahkeme savcısına Roma Statüsü'nün 18'inci maddesi uyarınca başlatılan soruşturmayı İsrail'e yeniden bildirmesi talebinde bulunmuştu.
Mahkeme ise İsrail'in Mahkeme'nin yetkisini kabul etmesi gerekmediğini, Mahkemenin Filistin topraklarındaki egemenlik kapsamında yetki kullanabileceğine karar verdi. İkinci itiraz içinse savcının İsrail'e yeni bir bildirim yapmasına gerek görülmedi. Bu doğrultuda, tutuklama emirlerinin değerlendirilmesinin durdurulmasına gerek olmadığına karar verdi.
"Gazze'deki nüfusu açlıkla cezalandırmak, insanlığa karşı suç ve savaş suçu..."
Mahkeme, Netanyahu ve Gallant hakkında 8 Ekim 2023 ila en az 20 Mayıs 2024 arasında insani yardımların engellenmesi ve uluslararası insancıl hukukun ihlali ile bağlantılı olarak, "insanlığa karşı suçlar ve savaş suçları işlemeleri" nedeniyle tutuklama emirleri verdi. Özellikle, Netanyahu ve Gallant'ın Gazze'deki sivil nüfusu açlıkla cezalandırmak için yiyecek, su, ilaç ve yakıt gibi hayati malzemelere erişimi kasıtlı olarak engelledikleri ve insani yardımın girmesini engellediklerini belirtti. Ayrıca, bu durumun sağlık hizmetlerinin ciddi şekilde zarar görmesine yol açarak, sivillerin, özellikle çocukların ölümüne sebep olduğunu ifade etti.
Mahkeme ayrıca, Netanyahu ve Gallant'ın Gazze'ye sağlık malzemelerinin ve ilaçların ulaşımını engelleyerek, hastaların acı çekmesine ve tedavi edilmeden uzun süre acı çekmelerine neden olduklarını belirtti. Bu da insanlığa karşı başka bir zulüm eylemi olarak değerlendirildi.
Mahkeme tutuklama emirlerinin ayrıntılarının tanıkların korunması ve soruşturmaların güvenliği açısından gizli tutulmasına karar verdi. Ancak tutuklama emirlerinin alındığı hakkında kamuoyunun bilgilendirilmesinin, mağdurlar ve aileleri açısından önemli olduğunu belirtti.
Ne olmuştu?
Daha önceki bir kararında, Filistin'deki yetkisinin Gazze, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'e kadar uzandığını belirten mahkeme, Netanyahu ve Gallant'ın işlediği suçların Mahkeme'nin yetki alanı kapsamında olduğuna kanaat getirdi. UCM 3 Mart 2021'de, Filistin'deki durumla ilgili soruşturma açıldığını ilan etmişti.
Güney Afrika, Bangladeş, Bolivya, Komorlar ve Cibuti 2023 yılında Filistin'deki durumu yeniden UCM savcısına sunmuş ve 2024'te Şili ve Meksika da Filistin'deki durumu savcıya iletmişti. Ayrıca UCM başsavcısı Karim Khan eylül ayında mahkemenin Ön Yargılama Dairesine, Netanyahu ve Gallant ile Hamas liderleri Yahya Sinvar ve Muhammed Deif için "en acil şekilde" tutuklama emirleri çıkarması çağrısında bulunmuştu.
İsrail Başbakanlık Ofisi'nden UCM'nin Netanyahu için çıkardığı tutuklama kararına tepki
İsrail Başbakanlık Ofisi tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"İsrail, siyasi açıdan taraflı ve ayrımcı bir kurum olan Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından kendisine yöneltilen saçma ve yanlış eylemleri ve suçlamaları tamamen reddediyor. Hamas terör örgütü tarafından İsrail'e yönelik yapılan ve Holokost'tan bu yana Yahudi halkına karşı gerçekleştirilen en büyük soykırım saldırısını takiben daha adil bir savaş yoktur. Başbakan Netanyahu baskıya boyun eğmeyecek, vazgeçemeyecek ve İsrail tüm savaş hedeflerine ulaşana kadar geri adım atmayacak."
İsrailli yetkililerden UCM’nin Netanyahu ve Gallant için çıkardığı tutuklama emrine tepki
Birçok İsrailli politikacı UCM’nin Netanyahu ve Gallant için tutuklama emri çıkarma kararını kınadı. İsrail Cumhurbaşkanı Başkan Isaac Herzog, tutuklama emirlerini "adalet için karanlık bir gün. İnsanlık için karanlık bir gün" olarak nitelendirdi. İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar ise UCM'nin Orta Doğu'da barışı, güvenliği ve istikrarı baltalamak için çalışan en aşırı unsurlara hizmet eden bir siyasi araç olarak hareket ettiğini söyledi.
Yaov Gallant’ın yerine atanan yeni İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz ise konuya ilişkin, "Hollanda'daki Uluslararası Adalet Divanı'nın Başbakan Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emirleri çıkarması, tamamen antisemitizmle kararmış, uluslararası adalet sistemini eşi benzeri görülmemiş bir şekilde aşağı çeken ahlaki bir utançtır. Bu, İran'ın ve onun bağlantılı olduğu grupların çıkarlarına hizmet eden, utanç verici bir karardır" dedi.
İsrail'in eski Savunma Bakanı Avigdor Lieberman da karara karşı çıkarak, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda; bunun uluslararası toplumun "çifte standardını ve ikiyüzlülüğünü" gösterdiğini belirtti. Lieberman, "İsrail devleti vatandaşlarını koruduğu için özür dilemeyecek ve terörle mücadelesini taviz vermeden sürdürmeye kararlıdır" dedi. İsrail'in muhalefet lideri Yair Lapid ise mahkemenin kararını kınayarak İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşını "terörist örgütlere karşı" bir yaşam mücadelesi olarak nitelendirdi.