Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Teklifi: Tüketici ve üreticiyi mağdur edecek modern bir kapitülasyon...

TBMM Genel Kurulu'nda Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin ikinci bölümü üzerine genel görüşmeler sona erdi. Genel görüşmelerin ardından maddelerin görüşülmesine geçildi. Parti gruplarınca tüketiciyi korumadığı ifade edilen teklifin 8. maddesinin kabul edilmesinin ardından TBMM Başkanvekili Celal Adan, birleşimi 23 Ekim'de (yarın) saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı. 

"Küresel çaptaki güçlü firmalar tekelleşmenin önünün açıldığını görecek.."

Teklifin tümü üzerinde söz alan Saadet Partisi Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan, "Hiçbir tüketicinin buradan çıkacak bir kanunun kendisinin herhangi bir yönünü güvence altına alacağına dair bir beklentisi yok." diye konuştu.

"Bu kanunu okuyunca görüyoruz ki direkt küresel, dijital şirketlere yönelik bir düzenleme yapılmış. Orta ölçekli küçük esnafı savunan, koruyan, onları güvence altına alan bir durum maalesef ki bu kanun teklifinde hiçbir şekilde yok. Eğer bir ülkede dijital ticaretle ilgili bir düzenleme yapılıyorsa esasen yapılması gereken şey üretimi artırmaya yönelik maddeler olmalı, bunlar yok. İhracatı artırmaya yönelik işler olmalı, yerli üreticiyi destekleyip yerli üreticinin ihracatını sağlayacak bir düzenleme yapılmalı, bunu da göremiyoruz ve bunlarla beraber, küçük esnafı, orta esnafı koruyacak maddeler olmalı, kanunda bunları da göremiyoruz. Bu kanunun sonucunda muhtemelen küresel çaptaki güçlü firmalar tekelleşmenin önünün açıldığını görerek diğer rakiplerini saf dışı bırakacak veya şirket evliliği yoluyla bir şekilde rakiplerini tasfiye edecek, büyüklerin önü daha fazla açılacak, küçük firmalar da biraz daha fazla bu ortamdan zarar görmüş olacak."

Tüketici ve üreticiyi mağdur edecek modern bir kapitülasyon...

İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta, teklifteki 11 ve 12'inci maddeleri tüketici ve üreticiyi mağdur edecek modern bir kapitülasyon olarak niteledi. Usta'nın yaptığı açıklamalar şöyle: 

"Adrese teslim bir düzenlemeyi görüşüyoruz. Aslında bu kanun teklifine 'Trendyol Kanunu' demek lazım. İsminin 'Tüketicinin Korunması' olduğuna siz bakmayın, aslında burada 2 tane madde var ki -11'inci ve 12'nci maddelerden bahsediyorum- bunların 2’si de tüketiciyi mağdur edecek, yerli üreticiyi mağdur edecek 2 tane madde. Bu kanun teklifinin getiriliş temel nedeni de bu maddeler. Bu, modern bir kapitülasyondur yani şurada bu 11'inci ve 12'nci madde eğer şu Meclis'ten geçerse tamamen ciddi bir taviz verilmektedir, verilmeye çalışılmaktadır ve bu taviz verilecektir küresel tekelcilere. Bu geçerse eğer hakikaten AK Parti'nin küresel tekelcilere teslim olduğunun bir numaralı belgesi hâline gelecektir.

Pazarda en büyük olan pay e-ticaret platformları içerisinde yüzde 45'lik payı var kanun geçerken Trendyol şirketinin. Trendyol kimin? Yüzde 80'i Çinlilerin, Trendyol Türk firması değil artık. Yüzde 80'i Çinlilerin olan Trendyol’un yüzde 45 pazar payı vardı bu kanun geçerken. Normalde pazar payını bir miktar aşağı doğru çekmesi gerekirken tam tersine, 45 olan pazar payını 60’a kadar çıkarıyor müthiş bir lisans bedeliyle karşı karşıya kalma pahasına, iki yılın sonunda. Birilerinden garanti almış olmalı ki bu kadar pervasızca davranabildi. Çinli Trendyol piyasanın tamamına hâkim olacak, ondan sonra kendi kurallarını koyacak piyasaya hâkim olduktan sonra. İşte o komisyon bedelleridir, şunlardır, bunlardır, kimden mal alacağına o karar verecek, yerli firma dediğimiz -hani bir yerli millî edebiyatı var ya bu Cumhur İttifakı’nın- bütün firmaları silindir gibi ezip geçecek. Mutlak surette bu 11’inci, 12'nci maddenin çıkarılması lazım."

MHP Tokat Milletvekili Yücel Bulut, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in ölümüne yönelik "Lanetlemek, kınamak, eleştirmek elbette ki bir haktır ve bunlar da doğrudur ancak gelecek kuşakların bu acı tecrübeleri yaşamaması adına yaşanan bütün bu sürecin tarihsel bağlamının mutlaka ama mutlaka yüksek bir şuurla hafızalarda diri tutulması ve gelecek nesillere aktarılması gerekiyor." değerlendirmelerinde bulundu.

DEM Parti Hakkari Milletvekili Onur Düşünmez, kanun teklifine bakıldığında, tüketici kredisi ve konut finansmanı sözleşmelerinin elektronik ortamda akdedebilmesine imkan tanındığı söylense de tüketicilerin yeterince bilgilendirilmeden kredi ve finansman sözleşmelerine imza atmasına yol açılabileceğini ve bunun da tüketiciyi mağdur edeceğini öne sürdü.

"Bu yaptığınız düpedüz çok uluslu şirketleri korumaktır, kollamaktır."

CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan, kanun teklifinin tüketiciyle alakası olmadığını savundu. Teklif çekilmezse 3 yıl içinde 100 milyar liranın üzerinde bir gelir kaybı olacağını savunan Arslan, teklifle çok uluslu şirketlerin korunmak istendiğini söyledi.

Yasanın birilerine "kıyak" için değiştirildiğini belirten Arslan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: 

“'Tüketiciyi Koruma Kanunu' isim bu ama maalesef tüketiciyle alakası yok. İki yıl önce burada oybirliğiyle çıkmış olan bir yasaydı bu yasa. Bu yasanın tabiri caizse arkasından dolanıyoruz, bu yasanın öngördüğü şekliyle 'Lisans ücretini bu büyük e-ticaret şirketlerinden nasıl almayız'ın yasasını yapıyoruz. Bir şirket düşünün, bu şirketin net işlem hacmi 350 milyar olsun ve bunun ihracatı 50 milyar olsun. Bu şirketin bu hâliyle mevcut yasayla ödeyeceği lisans ücreti 31 milyar lira arkadaşlar. Biz bunu yasalaştırırsak gene işlem hacmi 350, biz ihracatın 4 katını düşmeyi öngörüyoruz. Diyoruz ki sen 50 milyar liralık ihracat yaptın ama sen daha az lisans bedeli öde diye bunu dörtle çarpacağız diyoruz. O zaman 1,4 milyar TL'ye düşüyor.

Biz bunun doğru olmadığını, mantıklı olmadığını komisyon aşamasından beri defaatle söylüyoruz. 'Sanayi Bakanlığı'ndan teşvik alırsan, yatırım yaparsan ben bunun 4 katını da net işlem hacminden düşerim' diyorsunuz. Niye düşüyorsun kardeşim? 'Ya, bu çok uluslu şirketler yatırım yapsın' Yok öyle yağma! Hem benim paramla yatırım yapacak hem de benim paramla yapmış olduğu yatırımın 4 katını net işlem hacminden düşecek ve daha az lisans ücreti ödeyecek. Bunun adı ne biliyor musunuz? Bunun adı kıyak, kıyak, bunun adı kıyak.

İki yıl boyunca bu büyük e-ticaret şirketleri bu paraları tahsil etti mi, etmedi mi? Etti. Onların cebinde ama bunların gözü doymaz, Türkiye Cumhuriyeti’nin kasasına, hazinesine girecek olan bu para girmesin diye hemen kulise başladılar ve kendilerine uygun bir zemin bularak bu yasayı delmeye, bu yasanın omurgasını çatlatmaya çalışıyorlar. Gelin, burada vicdan sahibi, ülkesini seven, ülkesine borcu olan her milletvekili olarak burada bu yasaya 'hayır' diyelim arkadaşlar. Bu yaptığınız düpedüz çok uluslu şirketleri korumaktır, kollamaktır. Bu, milletin hazinesine 3 yıl içinde girecek olan 100 milyardan fazla paranın girmesini engellemektir; yazıktır, günahtır, buna dur demek de her vatansever milletvekilinin görevidir diyorum. Tabii, bu süreçte bu yasayla ilgili herkes bir isim buldu. Tırnak içinde söylüyorum, bazı şirketlerin isimleri kullanıldı, kimi 'Trendyol yasası' falan dedi. Gelecek nesiller Google’da ararken zorlanmasınlar diye bu yasaya bir isim vermek istiyorum. Bu yasanın adı 'Varank' yasasıdır, Varank. Bu yasayı Varank savunmaktadır, Varank’tan başkası da bu kadar hararetle, bu yasanın bu şekilde yasalaşmasını istememektedir."

Doğrudan satış şirketi

Genel Kurulda daha sonra teklifin ikinci bölümünde yer alan maddelerin görüşmelerine geçildi.

Kabul edilen maddeye göre, doğrudan satış sistemleri "doğrudan satış şirketi tarafından oluşturulan ve iş sözleşmesi ile istihdam edilmeyen, bağımsız temsilci, distribütör, danışman ve benzeri isimlerle komisyon, prim, teşvik ve ödül gibi menfaatler karşılığında faaliyet gösteren doğrudan satıcıların tüketicilere mal veya hizmet pazarladığı satış sistemi" olarak açıklanıyor.

Doğrudan satış şirketinin, sermaye şirketi olması ve yönetmelikle belirlenen diğer koşulları sağlaması zorunlu olacak.

Doğrudan satış sisteminin, elde edilecek kazancın ağırlıklı olarak sisteme yeni doğrudan satıcılar kazandırılması ve bu sayede ortaya çıkan menfaatlerin dağıtılması üzerine kurulmaması, mal veya hizmetin tüketicilere satışını esas alması ve yönetmelikle belirlenen diğer ilkelere uygun olması gerekecek. Doğrudan satıcılardan, sisteme dahil olmaları veya sistemde kalmaları için tüketiciye satışı öngörülen mal veya hizmeti içermeyen yenileme, paket, ücret, aidat ve benzeri isimler altında herhangi bir bedel veya borç altına sokan belge alınamayacak.

Doğrudan satış şirketinin belirlediği miktar ya da tutarda mal veya hizmet satın alınması, doğrudan satıcının sistem içindeki seviyesini belirleyemeyecek. Doğrudan satış sistemi kapsamında mal veya hizmet satın alan tüketici 30 gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin sözleşmeden cayma hakkına sahip olacak. Cayma hakkının kullanıldığına dair bildirimin bu süre içinde doğrudan satıcıya veya doğrudan satış şirketine yöneltilmiş olması yeterli olacak.

Doğrudan satış şirketi, Ticaret Bakanlığınca belirlenen hususlarda tüketicinin bilgilendirilmesini, talep ve bildirimlerini iletebilmesini sağlayan bir sistem kurmakla yükümlü olacak. Bu hüküm, düzenlemenin yayımı tarihinden itibaren 9 ay sonra yürürlüğe girecek.

Meclis Başkanvekili Celal Adan, teklifte yer alan bir maddenin kabul edilmesinin ardından birleşime ara verdi.

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Teklifi kapitülasyon küresel şirketler TBMM