TBMM Başkanı Kurtulmuş: Ormanlar rant yerleri haline getiriliyor
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "İnsanoğlunun modern çağlardaki en büyük yanılgısı, dünyanın ve kainatın zenginliklerini hemen şimdi bitireceği birtakım imkan olarak görmesi, babasının mülkü gibi görmesi ve bunu sınırsız bir iştahla oradan gelir ve menfaat elde etmek için kullanmasıdır. Bugün dünyanın birçok yerinde ormanların açılarak oraların rant yerleri haline getirildiğini biliyoruz" dedi.
İzmir Valiliği, 11 Kasım Milli Ağaçlandırma günü kapsamında ağaçlandırma etkinliği düzenledi. Yamanlar Seyirtepe'de düzenlenen programa katılan TBMM Başkanı Kurtulmuş, yaptığı konuşmada orman yangınlarına değinerek, şunları söyledi:
"İzmir'de bu sene yaşadığımız orman yangınları aslında sadece ağaçların ya da oradaki canlıların yanması değil kendi ciğerlerimizin de yanmasına neden oluyor. Özellikle önümüzdeki yıllarda çok daha dikkatli olmamız gereken bir döneme girdik. Dünyada çok yoğun orman yangınlarıyla karşılaşıyoruz, daha da karşılaşacağız. Bir yandan insan eliyle çıkan orman yangınları bir yandan aşırı sıcaklık dolayısıyla ortamın yangına çok daha elverişli hale gelmesiyle birçok orman yangınına şahit oluyoruz. Orman yangınlarının yüzde 90'dan fazlası insan hatası sonucu ortaya çıkıyor. Bu yangınların olmasını engellemek için herkesin çevreye duyarlı bir hale gelmesi, her yeşil alanın canlı olduğunu düşünerek sevgiyle ve çevreyi koruyan bir şefkatle yaklaşmasını sağlamak lazım. Orman yangınlarını önlemenin yolu eğitimden başlıyor.
"Orman varlığımızı artırmak durumundayız"
Türkiye maalesef su bakımından zengin değil. İklim kuşağı nedeniyle orman yangınlarında da tesir altında kalan bir bölge. Bu nedenle yangınlarla mücadele kapasitemizi her yıl daha da artırmalıyız. Hem kurumsal kapasitemizi hem de araç ve gereçlerimizi artırıyoruz. Bunlar, orman yangınlarıyla mücadelede sevinilecek gelişmedir. Ama her yanan ağaçla içimiz yanıyor. Bunu önlemek için de daha gayretli bir şekilde mücadele etmemiz lazım. Önce korumak, sonra yeşillendirmek, ağaçlandırmak ve mevcut olanı da gözümüzün içi gibi bakarak orman varlığımızı artırmak durumundayız.
"Yeryüzü bizim babamızın malı değildir"
'Adamın dikili bir ağacı bile yok' deriz. Atalarımız hep hayatla haşır neşir olmanın önemli ayaklarından biri olarak çevreyle haşır neşir olmayı bize öğretmiştir. Bizim kültürümüzde dikili ağacı olmamak bir ayıptır. Genç nesillere, dikili ağacı olmanın nesnel olarak bir ağaç dikmek değil, evrenle barışık olmanın göstergesi olduğunu göstermemiz lazım. İnsanoğlunun modern çağlardaki en büyük yanılgısı, kainata kendisine verilen emrine amade kılınan, dünyanın ve kainatın zenginliklerini hemen şimdi bitireceği birtakım imkan olarak görmesi, bunu kendisinin malı mülkü gibi görmesi, babasının mülkü gibi görmesi ve bunu sınırsız bir iştahla oradan gelir ve menfaat elde etmek için kullanmasıdır. Bugün dünyanın birçok yerinde ormanların açılarak oraların rant yerleri haline getirildiğini biliyoruz. Yine sanayileşmeyle birlikte dünyanın birçok nehrinin zehir akar hale geldiğini biliyoruz. Başta Amazon ormanları olmak üzere; dünyanın birçok yerinde kainatın en önemli varlıklarının nasıl talan edildiğini, nasıl insanlığın geleceğinden koparılarak atıldığını biliyoruz. Dolayısıyla öncelikle insanoğlunun bu yeni yanılgıdan kurtulması lazım. Yeryüzü bizim babamızın malı değildir. Gördüğümüz şeyi hemen kendi mirasımız gibi kendi malımızmış gibi almak onu mülk edinmek değildir bizim üzerimize düşen. Bizim üzerimize düşen yeryüzünün bize miras bırakıldığını ve bizim de bu mirası en iyi şekilde alarak, koruyarak, geliştirerek sonraki nesillere bir miras olarak devretmemiz gerektiğini insanlık şuuru olarak nesillerimizi öğretmemiz lazım. Dünyanın kendi babasının malıymış gibi olduğunu düşünenlerin, dünyaya vereceği hiçbir şey yoktur. Sadece tahribattır. Sadece dünyanın güzelliklerinin yok edilmesidir, dünyanın gelecek nesillere bırakılması gereken nimetlerinin varlıklarının talan edilmesidir. Buna karşı orman varlıklarımızı artırarak, ormanlarımızı koruyarak ve bu alandaki bilinçlenmeyi de kuvvetlendirerek yolumuza devam edeceğiz."
Elban: "Mart 2025'e kadar 1 milyon 100 bin fidan ve 8 ton tohum atılacak"
İzmir Valisi Elban da bölgedeki ağaçlandırma çalışmalarının Mart 2025'te sona ereceğini ve eskisinden daha büyük bir orman alanına kavuşulacağını belirterek, şunlar söyledi:
"15 Ağustos'ta bu bölgede başlayan yangın, üç günden biraz fazla sürede insanüstü bir çabayla kısa sürede söndürülmüş oldu. Orman yangını sırasında söndürüldükten hemen sonra biz bu alanı her metrekaresinin ağaçlandıracağını o gün söyledik ve ayın 18'inde burada orman yangınını bitirdiğimizde 10 gün sonra 28 Ağustos'ta alanda temizlik ve ağaçlandırma çalışmasıyla ilgili hazırlık çalışmalarına süratlice başladık. Şu anda bu sahada gözümüzün gördüğü hemen hemen tüm alanlarda hazırlık çalışması neredeyse tamamlanmış durumda. Bu alana inşallah Mart 2025'e kadar 1 milyon 100 bin fidan ve 8 ton tohum atarak 2 bin 900 hektarlık yangından etkilenen alanın bin 580 orman alanını, yeniden ayağa kaldıracağımız gibi bin 320 hektarlık alandaki yerleşim yeri ve mera dışında kalan, orman olmayan diğer yerleri de ağaçlandırarak ormanımıza katacağız. Dolayısıyla 15 Ağustos'tan daha fazla ormanlık alana daha fazla ağaca kavuşmuş olacağız. Bu alanın birkaç sene sonra yemyeşil orman olduğunu başta İzmir'imiz, Karşıyaka'mızda olmak üzere ülkemize nefes olduğunu hep birlikte olacağız. Bugün ilk fidanları yavrularımızla ve hemşehrilerimizle birlikte toprakla kavuşturacağız. O alanların tamamında da ağaçlandırma çalışmaları başladı. Bugün burada sembolik olarak bu ağaç dikimini gerçekleştiriyoruz. Bu yaz orman yangınından etkilenen tüm alanlarda ağaçlandırma çalışması devam ediyor. İnşallah Mart 2025'e kadar da tamamlamış olacağız diye düşünüyorum."
Etkinlikte, geçen Ağustos ayında meydana gelen ve toplam bin 586 hektarı ormanlık, bin 314 hektarı orman dışı alan olmak üzere toplam 2 bin 900 hektar alanın yok olduğu Yamanlar yangınından etkilenen alanlarda ağaçlandırma çalışması yapıldı.
Haber: TENZİLE AŞÇI Kamera: ÖZGÜR ŞENGÜL