Selçuk Özdağ: "Türkiye'de yeni bir anayasaya ihtiyaç yok. Türkiye'nin siyasi partiler kanununa ihtiyacı vardır"
Saadet ve Gelecek Partisi Grup Başkanı Selçuk Özdağ, "Recep Tayyip Erdoğan diyor ki; 'Türkiye, 2. yüzyılda darbecilerin yaptığı anayasa ile değil, yeni bir anayasa ile yönetilmeyi hak ediyor'. Ya sen mevcut Anayasa'ya uymuyorsun. Bu Anayasa'nın üçte ikisini sen değiştirdin, ben değiştirmedim. Kenan Evren'in anayasası değil bu Anayasa, bu anayasa Recep Tayyip Erdoğan'ın anayasası. Bakın, Türkiye'de yeni bir Anayasa'ya ihtiyaç yok. Türkiye'nin siyasi partiler kanununa ihtiyacı vardır" dedi.
Saadet ve Gelecek Partisi Grup Başkanı Selçuk Özdağ, Recep Tayyip Erdoğan diyor ki; 'Türkiye, 2. yüzyılda darbecilerin yaptığı anayasa ile değil, yeni bir anayasa ile yönetilmeyi hak ediyor'. Ya sen mevcut Anayasa'ya uymuyorsun. Bu Anayasa'nın üçte ikisini sen değiştirdin, ben değiştirmedim. Kenan Evren'in anayasası değil bu Anayasa, bu anayasa Recep Tayyip Erdoğan'ın anayasası. Bakın, Türkiye'de yeni bir Anayasa'ya ihtiyaç yok. Türkiye'nin siyasi partiler kanununa ihtiyacı vardır dedi.
Saadet ve Gelecek Partisi Grup Başkanı Muğla Milletvekili Selçuk Özdağ, Menteşe ilçesinde görev yapan basın mensupları ile kahvaltıda buluştu. TBMM çalışmalarını ve Muğla'nın sorunlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Özdağ, şöyle konuştu:
Parlamentoda grup kurmak çok önemlidir. Eğer grubunuz yoksa, 1 dakikalık konuşma için 600 kişi sıraya girer. Elektronik cihazı kim çabuk kullanırsa, 20 kişinin arasına girerse, 1 dakika içerisinde ne söyleyecekse söyleyecek. Gündem dışı söz almak çok zor. Biz orada farkındalık yarattık. Diğer grup önerilerine karşı konuşmalarımızla farkındalık yaratıyoruz. Kanun tekliflerimizle, meclis araştırma önergelerimizle, basın toplantılarımızla, komisyonlardaki tavırlarımızla biz parlamentoda şu an iktidarın en çok çekindiği grubuz. İktidar bizden çekiniyor. Sürekli olarak bizi yok saymaya çalışsa bile bizimle müzakerelere oturmak zorunda kalıyor çünkü biz, o getirdikleri kanunların tamamını çok iyi inceliyoruz. Şu ana kadar biz grup olarak 25 kanun teklifi vermişiz. 325 soru önergesi, 80 meclis araştırma teklifi, 1500 genel kurul konuşmamız var. 78 basın açıklaması yapmışız. Parlamento kapanmadan önce yani 2 Ağustos'tan önce, biz son 1 ay içerisinde 10'a yakın kanun görüştük. Gece sabah 6'lara, 8'lere kadar parlamentoda ve komisyonlarda çalıştık. Bu kanunlardaki yanlışları dile getirelim, milletimiz adına çalışalım dedik.
Sağlık bakanı soru önergelerime cevap vermedi
Ben şu ana kadar 120'ye yakın soru önergesi verdim. Örneğin, Sağlık Bakanı'na; 'Turkovac aşısı yapmışsınız. Turkovac aşısı kaça mal oldu? Şu ana kadar kaç Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı tarafından kullanıldı veya kaç ülkeye sattınız? Ne kadar gelir elde ettik? Kaç ülkeye hibe ettiniz ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından bunun verimliliği nedir?' diyorum. Cevap vermiyor beyefendi. Kendini yarı tanrı zannediyordu Sağlık Bakanı, değilmiş. Geçenlerde meclis kürsüsüne çıktım, 'başardık' diyerek başladım. Herkes Mehmet Şimşek'e atıfta bulunacağımı zannetti. Biliyorsunuz, gri listeden çıktığımız gün 'başardık' yazmıştı Sayın Şimşek. 'Yok' dedim, 'Ben Sağlık Bakanlığı için başardık dedim. Sağlık Bakanı yarı tanrı değilmiş, uzaylı değilmiş, insanmış. O da affını isteyebilirmiş, o da istifa ettirilebilirmiş. Çok şükür, gitti.' dedim, Başardık. Adam kendini yarı tanrı zannediyordu.
Türkiye'de yeni bir anayasaya ihtiyaç yok
Şimdi, Sayın Recep Tayyip Erdoğan diyor ki; Türkiye, 2'inci yüzyılda darbecilerin yaptığı Anayasa ile değil, yeni bir anayasa ile yönetilmeyi hak ediyor. Ya, sen mevcut anayasaya uymuyorsun. Bu anayasanın üçte ikisini sen değiştirdin, ben değiştirmedim. Kenan Evren'in anayasası değil bu anayasa, bu anayasa Recep Tayyip Erdoğan'ın anayasası. Bakın, Türkiye'de yeni bir anayasaya ihtiyaç yok. Biz, 6'lı Masa olarak anayasayı hazırlamıştık, koymuştuk. Buyurun dedik, yapın parlamenter sistemi. Açık ve net söylüyorum, Türkiye'nin siyasi partiler kanununa ihtiyacı vardır. Türkiye'nin seçim kanununa ihtiyacı vardır. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin iç tüzük değişikliğine ihtiyacı vardır.
Muğla 12 aylık turizm cenneti olabilir
Muğla ile ilgili olarak da gördüğüm şu; burası turizm konusunda bence Antalya'dan sonra ikinci bölge. Sağlık turizminde de, inanç turizminde de oldukça önemli bir merkez burası. Burası 4-5 aylık turizmle ayakta kalır mı? Kalamaz. Burayı 12 aylık turizm merkezi yapabilir miyiz? Yaparız. Ama kim yapacak? İktidar muhalefet ele verecek. Buranın bürokratları özel atanacak. Buraya özel kanun çıkartılması lazım. Buradaki bütün bürokratlar yabancı dil bilecek. Buradaki Tarım ve Orman İl Müdürü dahil olmak üzere, Turizm İl Müdürü, Milli Eğitim İl Müdürü, bütün müdürler, emniyet müdürleri dahil olmak üzere, hepsinin 2-3 tane yabancı dilleri olması lazım. Buraya yılda 10 milyonun üzerinde turist gelmektedir. Burası 12 aylık bir turizm cenneti olabilir. Burası Dubai olabilir ama burayı Dubai yapabilecek bir hükümete ihtiyacımız var. Burayı Dubai yapabilecek bir bürokrasiye ihtiyacımız var. Burayı Dubai yapabilecek iktidar muhalefet el birliğine ihtiyacımız var. Sivil toplum kuruluşlarına ve medyaya ihtiyacımız var.
Ormana 'ormancı' adı altında torpille eleman alınıyor
Burası tarım bölgesi. Seydikemer, Dalaman Ovası... Burası tarım bölgesi. Ama gördüğüm şudur ki, ne turizm ile ilgili özel bir çalışma yapılıyor, kendi gayretleriyle buradaki sivil toplum kuruluşları ve turizmciler, otelciler bir şeyler yapıyor. Burası aynı zamanda hava ve su sporlarının merkezi olabilecek bir yer. Biz burada da sınıfta kalmışız. Burası aynı zamanda bir maden yatağı. Bu maden yatağının, çevreye zarar vermeden, turizme zarar vermeden işletilmesi gerekiyor. Maden Odaları Birliği ile başkanıyla, odalarıyla, turizm odaları ve diğer odalar beraber çalışması lazım. Madenlerin işletilmesi gerekiyor ama çevreye de zarar vermeden yapılması gerekiyor. Burası orman bölgesi. Bu ormanlar bizim ekolojik dengemiz; suyumuz, ağacımız, havamız, hayvanlarımız, toprağımız, erozyonumuz. Muğla, orman bakımından çok zengin. Geçmişte üniversitede hocalık yaparken orman yangınları olurdu ama asla bu kadar basına gelmezdi, çabuk söndürülürdü. Eskiden gözetleme kuleleri olurdu, ormancılar olurdu. Şimdi ormana 'ormancı' adı altında torpille eleman alınıyor. Oturuyorlar bulundukları yerden ormancılık yapıyorlar. Bu, Türkiye'ye ihanettir.
Muğla'da yanan yerler imara açılıyor
Muğla'da ormanların yandığı yerler imara açılıyor. Türkiye'nin koyları birilerine peşkeş çekiliyor. Havamız, güneşimiz, hayvanımız, toplumun birilerine peşkeş çekiliyor. Sayın Cumhurbaşkanı dedi ki, 'Asla böyle bir şey olmayacak.' Daha yeni kararname çıkarttı: 'Bazı yerler orman vasfından çıkartılmıştır,' dedi. İktidar, size sesleniyorum, bununla ilgili bir suçunuz yoksa Meclis Araştırma Önergemize evet oyu vermelisiniz. Gelin, evet oyu verin; Marmaris'te, Hatay'da, Mersin'de, Antalya'da, Muğla'da, İzmir'de yaşanan son 4 sene içerisindeki orman yangınlarını araştıralım ve nerelere imar izni verilmiş, nerelere otel yapılmış, nerelere benzin istasyonu, AVM yapılmış bunları araştıralım. Gelin, var mısınız? Bir problem de ulaşım sorunu. Daha önce söylemiştim, Ankara-İzmir hızlı treni yapılıyor. Bu 2024'te yapılacaktı, bitmedi. Soru önergesi verdim, Sayın Bakan 2028'de bitecek diye yanıt vermiş. Vallahi bitmezse neyse... Bitti diyelim. Gelin, o İzmir'den Aydın'a, Aydın'dan Muğla'ya o hızlı treni uzatalım ve burası ulaşım merkezi olsun. Buraya bir akıllı kavşak değil de yonca yapmak çok mu zor? Geçen sene buraya milletvekilleri geldi, 'Hemen yapıyoruz,' dediler. 'Yapmazlar,' dedim. Ulaştırma Bakanı'na sesleniyorum: Sayın Bakan, gördüğüm şu ki buranın hızlı bir şekilde 2 tane yoncaya ihtiyacı var. Muğla, Bayır, Yatağan yolu üzerinde battı-çıktılara ihtiyaç var ya da o kırmızı ışıkları iptal edin. İnsanlar belli yerlerden dönüp gelsinler.
Esma Turan