Samsun Kadın Dayanışması'ndan kadın cinayetleri ve tecavüzlere tepki yürüyüşü
Kadın cinayetleri, tacizler ve tecavüzlere karşı tüm ülkede olduğu gibi Samsun'da da kadınlar eylemdeydi... Samsun Kadın Dayanışması üyeleri ve yüzlerce kadın Şehir Kulübü önünde bir araya geldi, sloganlar eşliğinde yürüyüp tepkilerini dile getirdi.
İstanbul'da İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil'in öldürmesinden sonra ülke geneline yayılan protesto eylemlerinden biri de Samsun'da yapıldı. Samsun Kadın Dayanışması üyeleri ve yüzlerce kadın kent merkezinde bir araya geldi. Kadınlar katliamlara dikkat çekerek "AKP, MHP ve artıkları cinayetin suç ortağıdır" açıklaması yaptı.
Samsun Kadın Dayanışması adına ilk açıklamayı yapan Ayten Kutlu, şunları söyledi:
"Kadınlar bu topraklarda her gün ya öldürülüyor ya da tacize tecavüze uğruyoruz. Katledilen, şiddete uğrayan her kadının sorumlusu iktidara geldiği günden beri kadın düşmanı politikalarıyla hayatımızı kuşatmaya çalışan AKP'dir. Failleri cezasızlık politikalarıyla ödüllendirip cesaretlendiren erkek adaletin ellerinde kadınların kanı var. Her yer suç mahalli.
Öfkeliyiz, artık yeter. Yaşamak istiyoruz. İstanbul'da yarım saat arayla bir erkek iki kadını katlederken devlet önleyici ve caydırıcı hiçbir adım atmamaktadır. Şiddetten korunmak isteyen, kadınların isyanını görmeyen kolluk güçleri, kadınların şiddet karşıtı her eyleminde engelleyebilmek için kadınlardan da önce alanlarda olmaktadırlar. Devlet yargısıyla, kolluğuyla, şiddet ve mağdurlarının beyanlarına göre değil, sosyal medya tepkilerine göre adaleti sağlamaktadır. Şiddet gören kadınlar sesini duyurmak için karakollara değil, sosyal medyaya başvurmaktadır. Karakollardan faillerin elini kolunu sallayarak çıktığını, çıktığı gibi kadınları katletmeye devam ettiklerini biliyoruz, görüyoruz. Cezasızlık politikalarının kadınları yaşamdan kopardığını her gün görmekteyiz, yaşamaktayız. İktidarın cezasızlık politikaları failleri cesaretlendirmektedir."
"Devlet kadınların öldürüldüğü bir ülkede erkek şiddetini önlemelidir"
Samsun Kadın Dayanışması adına Betül Aksu ise açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Sokakları kadınlar için güvencesiz ve tedirgin hale getirmeye çalıştığınızı biliyoruz. O saatte dışarıda ne yapıyordu? Sözlerini güçlendirmek için, 'Aile Birliği', politikalarınızı güçlendirmek için bizleri dört duvara mahkûm etmek istediğinizi biliyoruz. Kadınların kahkahasına, kaç çocuk yapacağına, hangi saatte, hangi sokakta olacağına karar vermeye çalışan cinsiyetçi diliniz erkek şiddetini cesaretlendiriyor. Kadınları makul ailenin makul ferdi haline getirmek istiyorsunuz. Kadın düşmanı politikalarınıza itirazımız var. Kadınların nasıl doğuracağı, doğurup doğurmayacağını denetlemek bu devletin görevi değildir. Sağlık Bakanlığı'nın yapmış olduğu 'doğal olan normal doğum" temalı toplantı ise kadınların bedeni üzerindeki tahakkümü yeniden üretmektedir. Devlet kadın bedeni üzerinden ellerini çekmeli, kadınların öldürüldüğü bir ülkede erkek şiddetini önlemelidir. Hukuken Erdoğan'ın İstanbul Sözleşmesi'nden Türkiye'nin ayrıldığına ilişkin beyanı bir anlam ifade etmese de toplum nezdinde bu çıkış erkek şiddeti önündeki barajı yıkan ve o günden bu yana hızla ve katlanarak artan kadın cinayetlerinin politik olduğunun en önemli kanıtıdır."
HABER: MEHMET REBİİ ÖZDEMİR