Saadet Partisi Genel Başkan Adayı Birol Aydın: "Türkiye'de yolsuzluk, hırsızlık ve arsızlık zirve yapmış, hepsini söküp atacağız"
Saadet Partisi'nin "Yaşanabilir bir Türkiye ancak Saadet'le olur" sloganıyla düzenlenen 9'ncu Olağan Kongresi, Atatürk Spor Salonu'nda devam ediyor. Kongrede genel başkanlık için Genel Başkanvekili ve Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan ile Parti Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Birol Aydın aday oldu.
Saadet Partisi Genel Başkan Adayı ve İstanbul Milletvekili Birol Aydın, partisinin 9. Olağan Kongresi'nde;
"Devlet idaresi, yerinde saymayı dahi beceremeyen acemi asker gibi aksıyor. Ekonomik açıdan bitik, diplomatik zeminde yitik bir Türkiye fotoğrafıyla karşı karşıyayız. Türkiye'nin sorunları var, biz çözeceğiz. Türkiye'nin düşmanları var, biz yeneceğiz. Türkiye'nin potansiyeli var, biz kapasiteye dönüştüreceğiz. Türkiye'de fakirlik artıyor. Yoksulluğu biz bitireceğiz. Türkiye'de yolsuzluk, hırsızlık ve arsızlık zirve yapmış. Hepsini söküp atacağız" dedi.
Genel Başkan Adayı Aydın, kongrede yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"Büyük mefkurenin partisi olmak zordur. Zoru başardık. Yönümüzü, hiç değiştirmedik. Çünkü inancımız, istikametimizdir. Yolumuzu, hiç kaybetmedik. Çünkü pusulamız, samimiyetimizdir. Partilerin duruşunu ve şahsiyetini; vazgeçmedikleri ve reddettikleri belirler. Hiçbirimiz, kazanmak için istikameti terk etmedik. Biliriz ki istikameti terk eden, şahsiyeti kaybeder. Son yirmi yılda bunu defalarca gördük. İktidara gelmek için olmadık taahhütler verenlerin, iktidarda kalmak için kimlere neleri taahhüt ettiklerine de şahitlik ediyoruz.
Biz, yanlışlara ve kötülüğe şahit olmakla yetinemeyiz. Biz Saadet Partililer; yanlış işlere son vermek, hakkı üstün tutmak için siyaset yaparız. Tam da bu yüzden partimiz ve mensuplarımız üzerinde hiç kimse vesayet kuramaz. Saadet iktidarına milletimizin ve ümmetin, memleketimizin ve bölgenin, dünyanın ve insanlığın her zamankinden çok daha fazla ihtiyacı var. Bu salondaki irade ve heyecan, bu salondakilerin kararı ve kararlılığı, bu yüzden çok ama çok değerlidir.
"Saadet Partisi'ni ne ele geçirebilirler ne de elekten geçirebilirler"
Saadet Partisi'nin etkisi ve gücü aldığı oy oranıyla, sahip olduğu milletvekili ve belediye başkanlığı sayısıyla ölçülemez ve sınırlanamaz. Bizim topluma yön verme kapasitemiz de 'kötülüğün iktidarına' son verme potansiyelimiz de her zaman oldu. Kararlarımızla, sözümüzün gücüyle ve hatta sessizliğimizle dahi karar ve sonuç değiştirebilen bir partiyiz biz. Bu nedenle, partimizi susturmaya heves edenler, ilhaka yeltenenler her zaman oldu ve hâlâ da var.
Saadet Partisi'ni ne ele geçirebilirler ne de elekten geçirebilirler. Partilerimizi kapattılar ama ufkumuz hep açık kaldı. Hükümetimizi yıktılar fakat hürmetimize hiçbir zaman dokunamadılar. İktidar olmamıza tahammül edemediler ancak itibarımıza tek laf söyleyemediler. Peki neden? Bizi kuşatmayı neden başaramıyorlar? Saadet Partisi'ni ilhak çabaları neden sonuçsuz kalıyor? Bu sorunun cevabı, işte bu salonda. Tam da karşımda duruyor.
Aydın'dan iktidara eleştiriler...
Milletin hali, memleketin ahvali ortadadır. Devletin durumu, hükümetin umursamazlığı hepimizin malumudur. Partimizin ve fikrimizin hükümet olmadığı her gün, maliyet artmakta, umut azalmakta, ufuk kararmaktadır. Devlet idaresi, yerinde saymayı dahi beceremeyen acemi asker gibi aksıyor. Ekonomik açıdan bitik, diplomatik zeminde yitik bir Türkiye fotoğrafıyla karşı karşıyayız. Türkiye'nin sorunları var, biz çözeceğiz. Türkiye'nin düşmanları var, biz yeneceğiz. Türkiye'nin potansiyeli var, biz kapasiteye dönüştüreceğiz. Türkiye'de fakirlik artıyor. Yoksulluğu biz bitireceğiz. Türkiye'de yolsuzluk, hırsızlık ve arsızlık zirve yapmış. Hepsini söküp atacağız. Türkiye, faiz bataklığında çırpınıyor. Faizi bitirecek, bataklığı kurutacağız. Ahlaki yozlaşma, manevi tahribatın dip yaptığı bir dönemdeyiz. Biz, ahlaki ve manevi değerlerimizi yeniden ihya edeceğiz.
İktidar olmadığımız, hükümeti kurmadığımız her gün vebalimiz artıyor. Türkiye'nin kurtuluş reçetesi, bu kongre salonunda yazılacak. Saadet Partimiz güçlenmedikçe, Türkiye düzelmedikçe; canımızı yakmaya, bölgemizi yıkmaya devam edecekler. Suriye'de insansızlaştırma politikasını uygulayanlar, şimdi İran'ı hedef alıyorlar. Filistin'i işgal edenler, gözünü Lübnan'a, Türkiye'ye dikiyorlar. Sadece Türkiye'yi yönetmeye talip olmak, gaflettir, delalettir. Bölgemizi, medeniyet paydaşımız ülkeleri ve komşularımızı dikkate almadan Türkiye yönetilemez.
Bugün hükümette biz olsaydık; Suriye'nin toprak bütünlüğü sorunu da Türkiye'nin sığınmacılar gündemi de olmazdı. O yüzden iktidara gelmek zorundayız. Biz bugün iktidarda olsaydık; Gazze'nin başında Siyonizm belası olmazdı. Türkiye'nin limanlarına, İsrail'e mühimmat taşıyan gemiler yanaşamazdı. Siyonist terör örgütü İran'a saldıramaz, Lübnan'a göz koyamazdı. Türkiye de bütün bu olup bitenlere sessiz kalmazdı. Bunun için iktidar olmak zorundayız.
"2016'dan bugüne muhterem genel başkanımızın öncülüğünde yükselttiğimiz söze sadık kalacağız"
Bugün, karar günüdür. Bize, 'dosdoğru olmak' emrediliyor. Dosdoğru olmaktan, dosdoğru konuşmaktan vazgeçmeyeceğiz. Herkes, her şeyi konuştu. Bugün; son sözü, sizin söyleyeceğiniz gündür. Herkes bildikleri ve gördükleri karşısında sorumludur. Algıları yöneterek, olayları manipüle ederek ve muhalefeti dizayn ederek 22 yıldır ayakta kalan bir iktidar var. Bu gerçeği, görmezden gelemeyiz. Bugün sorumluluğumuzu yerine getireceğiz. Sizlerin şahitliğinde bir kez daha ifade ediyorum ki; partimize sahip çıkacağız.
2016'dan bugüne muhterem Genel Başkanımızın öncülüğünde yükselttiğimiz söze sadık kalacağız. Partimize emek verenlerin iradesine sahip çıkacağız. Dünümüze, bugünümüze ve yarınlarımıza sahip çıkacağız. 55 yıllık mücadelemizden, çeyrek asırlık duruşumuzdan asla taviz vermeyecek; Biz, biz kalarak yolumuza devam edeceğiz."
"24 Kasım milattır"
Birol Aydın, bugünü milat olarak değerlendirerek, şöyle konuştu:
"24 Kasım milattır. Kurucu dönemden kurumsal döneme geçişi sağlayacak, kurumsal yapımızı güçlendireceğiz. Kurucu kuşağın emaneti olan hareketimizi, sürdürülebilir bir sisteme dönüştüreceğiz. Kişisel yaklaşımlar yerine kurumsal aklın hakim olduğu bir yapıyı birlikte inşa edeceğiz. Partimizde ve MİLKO'larımızda; kararlı, cesur ve sahici adımlar atacağız. Partimizin işleyişindeki soru işaretlerini gidereceğiz. Kurumlarımız, kurullarımız, kurallarımız ve kavramlarımızdaki muğlaklığa son vereceğiz. Hakkaniyete uygun çerçeveyi hep birlikte belirleyecek; kararlılıkla uygulayacağız. Partimizin ve davamızın ideallerini gerçekleştirmek için, 'etkin, üretken ve kapsayıcı siyaset' anlayışıyla yolumuza devam edeceğiz. Geçmişin birikimi, büyüklerimizin tecrübesi ve bugünkü kadrolarımızın heyecanıyla, yarınlarımızı beraber inşa edeceğiz. Kongre sonunda muhterem Genel Başkanımız ve değerli büyüğümüz Mustafa Kamalak hocamızla birlikte, ben ve Mahmut kardeşim bu platformda hep birlikte sizleri selamlayacak, bu salondan omuz omuza çıkacağız."