Mehmet Şimşek: Türkiye'de vergi yükünün yüksek olduğu" algısı, gerçeği yansıtmıyor

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın 2025 yılı bütçesi görüşmeleri yapıldı. Bakan Mehmet Şimşek, Türkiye ekonomisinin genel durumu, uygulanan politikalar ve bütçenin temel hedefleri hakkında detaylı bir sunum gerçekleştirdi. Milletvekilleri, Hazine ve Maliye Bakanlığının 2025 yılı bütçesi üzerine görüşlerini ve eleştirilerini dile getirdi.

Şimşek, dış finansmana erişimde iyileşme, rezervlerde artış, enflasyonda düşüş gibi olumlu gelişmelere dikkat çekti.

Küresel ekonomik görünüme değinen Şimşek, gelecek dönemde küresel büyüme, ticaret ve finansal koşulların Türkiye için daha destekleyici olmasının beklendiğini söyledi.

Uyguladıkları programla dış kırılganlıkların azaltılması ve makro finansal istikrarın güçlendirilmesinde önemli mesafe katettiklerinin altını çizen Şimşek,

"Aldığımız tedbirlerle, yıllık cari işlemler açığını eylülde 9,7 milyar dolara ve milli gelire oranını yüzde 0,8'e düşürdük. Bu gelişmede, ağırlıklı olarak para politikasının etkisiyle normalleşen altın ithalatı, enerji fiyatlarındaki gerileme, mal ve hizmet gelirlerindeki artış ve iç talepteki yavaşlama etkili oldu. Program döneminde, ilave rezerv birikimini sağlamak ve dış borç sürdürülebilirliğini güçlendirmek için cari açığın milli gelire oranını yüzde 2'nin altında tutmayı hedefliyoruz. Politikalarımızı bu doğrultuda oluşturuyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

"Dış finansmana erişim iyileşti"

"Risk primi 260 puanın altına geriledi"

"Yüksek enflasyon, karşı karşıya olduğumuz en önemli makro dengesizliktir." diyen Şimşek, uyguladıkları programın temel amacının fiyat istikrarını sağlamak olduğunu, bunun da uzun soluklu çaba gerektirdiğini söyledi.

Bu nedenle programın ilk yılını dezenflasyona geçiş dönemi olarak planladıklarını, yüksek enflasyonun öngördükleri gibi mayısta zirveye ulaştığını anlatan Şimşek, şunları kaydetti:

"Haziranda başlayan dezenflasyon süreci devam ediyor. Son 5 ayda yıllık enflasyon 26,9 puan azalarak yüzde 48,6'ya geriledi. Para politikasına hassasiyeti yüksek olan temel mallarda enflasyon düşüşü daha belirginken, dünyada olduğu gibi bizde de hizmetlerde atalet yüksek seyrediyor. Özellikle geriye dönük fiyatlama davranışının yüksek olduğu kira ve eğitim grubundaki yıllık artışlar ve kiralardaki yüzde 25'lik tavan uygulamasının kalkması enflasyondaki düşüşü sınırladı. Enflasyondaki katılıkların giderilmesi zamana yayılsa da ekim ayında tüm kesimler için 12 ay sonrası enflasyon beklentilerinin son 2,5 yılın en düşük seviyesine gerilemesi bu konudaki olumlu gidişata işaret ediyor."

Şimşek, gelecek dönemde dezenflasyonda 3 temel hususun belirleyici olmasını beklediklerine işaret ederek, bunları; para politikasının enflasyona gecikmeli etkisinin zamanla daha net görülmesi, 2025'te bütçe açığının milli gelire oranının azalmasının negatif mali etki yaratması ile bütçe imkanlarının elverdiği ölçüde yönetilen ve yönlendirilen fiyatların enflasyon hedefiyle uyumlu olması olarak sıraladı.

"Dezenflasyon sürecinde büyüme ılımlı ve daha dengeli seyrediyor"

Bakan Şimşek, dezenflasyon sürecinde büyümenin ılımlı ve daha dengeli seyrettiğini belirterek, 2023'te yüzde 5,1 olan büyümenin, makro finansal istikrarı güçlendirmeye yönelik atılan adımların etkisiyle bu yıl yüzde 3,5 olmasını beklediklerini söyledi. Büyümedeki dengelenmenin öngörüleri doğrultusunda devam ettiğini ifade eden Şimşek, jeopolitik gelişmelerin ve en büyük ticaret ortağı Almanya'daki zayıf talebin 2024'te ihracatın büyümeye katkısını sınırladığını dile getirdi.

Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Enflasyondaki düşüş ve destekleyici küresel koşullarla birlikte gelecek yılın ikinci yarısından itibaren ekonomik aktivitede göreli bir toparlanma öngörüyoruz. Sürdürülebilir yüksek büyüme, programımızın temel amacı olan fiyat istikrarı ile mümkündür. Dezenflasyon sürecinde büyüme kısa vadede geçici olarak yavaşlayabilir ancak ülkemizin geçmiş dönem tecrübeleri, büyüme ve dezenflasyon arasında orta vadede ters yönlü bir ilişki bulunmadığını göstermektedir. Fiyat istikrarı, sürdürülebilir yüksek büyümenin ön koşuludur."

Uygulamakta oldukları programın kazanımlarını kalıcı hale getirmenin, ancak yapısal reformlarla mümkün olduğuna işaret eden Şimşek, Orta Vadeli Program'ın yapısal reformlara ilişkin detaylı yol haritası içerdiğini kaydetti.

"Mali disiplini güçlendirdik"

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, dezenflasyonu sadece talep yönlü politikalarla değil, aynı zamanda gıda, konut ve enerji gibi birçok alanda arz yönlü tedbirlerle de desteklediklerini anlatarak, mali disiplini güçlendirdiklerini belirtti. 2023'te aldıkları tedbirlerle bütçe açığının milli gelire oranını yüzde 5,2 ile sınırladıklarına işaret eden Şimşek, bu sene yüzde 4,9'a gerilemesi öngörülen bu oranı, 2025'te yüzde 3,1'e indirmeyi hedeflediklerini vurguladı. Şimşek, böylece negatif mali etki üzerinden dezenflasyonu destekleyeceklerini dile getirdi.

Bütçe giderlerinin milli gelire oranını, ağırlıklı olarak deprem harcamalarındaki düşüş kaynaklı, 1,5 puan azaltacaklarına işaret eden Şimşek, bu sene olduğu gibi deprem dışındaki alanlarda harcama disiplininin devam edeceğini söyledi.

Şimşek, Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi'ni uygulamaya aldıklarını da anımsatarak,

"Muhasebat Genel Müdürlüğümüz tasarruf tedbirleri kapsamında bakanlıklar, valilikler, üniversiteler, belediyeler ile diğer kurumlar olmak üzere 145 kamu kurum ve kuruluşunda denetim yaptı. Kanun gereği denetim raporlarını Cumhurbaşkanlığı ve ilgili kamu idareleriyle paylaşacağız. Genelge sonrası dönemde hizmet alımı suretiyle kullanılan taşıtlardan, sözleşmesi sona erenleri yüzde 15 oranında azalttık." diye konuştu.

Gelir politikalarında hedeflerinin vergi adaletini daha da güçlendirmek ve dolaysız vergilerin payını artırmak olduğunu söyleyen Şimşek, bu kapsamda Haziran 2023'ten bu yana önemli adımlar attıklarını vurguladı ve vergilemede etkinliği artıracak düzenlemeler de yaptıklarını ifade ederek, ağustos ayında yapılan hasılat tespitine ilişkin düzenlemenin, kayıt dışılıkla mücadelede çok etkin bir araç olacağını kaydetti. Şimşek,

"Türkiye'de vergi yükünün yüksek olduğu" algısının, gerçeği yansıtmadığını belirterek, "Toplam vergi yükü sıralamasında yüzde 20,8 ile 38 OECD ülkesi arasında en düşük vergi yüküne sahip 3'üncü ülkeyiz. Vergi yükü ortalaması OECD'de yüzde 34, AB'de ise yüzde 41,2 seviyesindedir." diye konuştu.

"Dolaylı vergi yükünün çok yüksek olduğu" yönündeki kanaatin de doğru olmadığını ifade eden Şimşek, vergi sistemindeki temel sorunun, dolaysız vergilerin yeterli düzeyde bulunmaması olduğunu kaydetti.

Mehmet Şimşek, Türkiye'de dolaylı vergilerin milli gelir içerisindeki payı yüzde 9,1 iken, OECD ortalamasının yüzde 10,5, AB ortalamasının ise yüzde 13,6 olduğuna işaret ederek,

"Ülkemizde genel KDV oranı yüzde 20'dir. Bu oran ile AB ülkeleri içerisinde en düşük vergi oranına sahip 6'ncı ülkeyiz. Temel gıda, eğitim, sağlık, giyim ve sosyal konut gibi birçok alanda uygulamadaki indirimli KDV oranı ile efektif KDV oranımız yaklaşık yüzde 15'tir. Gelir ve kazançlar üzerinden alınan vergilerin milli gelire oranı yüzde 5,8’dir. Bu oran ile OECD ülkeleri arasında en düşük vergi yüküne sahip üçüncü ülkeyiz." değerlendirmelerinde bulundu.

Kayıt dışı ekonomiyle mücadelede tedbirleri şöyle sıraladı:

"Kira sözleşmelerinin e-Devlet Kapısı üzerinden hazırlanmasına imkan sağladık. Akaryakıt satışlarında plaka bilgilerinin otomatik tanımlanmasına imkan sağlayan Ulusal Taşıt Tanıma Sistemini geliştirdik. 1 Ocak 2025'te uygulamaya başlayacağız. İnşaat demiri izleme sistemini devreye aldık. 1 Temmuz itibarıyla EFT-POS özellikli yeni nesil ödeme kaydedici cihazların kullanımını zorunlu hale getirdik ve bu geçişi sağlamayanlara uygulanan cezaları artırdık. Vergi denetimine gelince, yapay zeka ve büyük veri analitiğini kullanarak denetimlerde etkinliği artırıyoruz. 2024 yılında büyük mükellef incelemeleri başta olmak üzere, lüks araç ve diğer lüks tüketim incelemeleri, lüks yat ve tekne satışları, araç kiralama faaliyetleri, ikinci el araç ve gayrimenkul ticareti, kira denetimleri, kuyum sektörü ve altın ticareti, alkol, tütün ve akaryakıt sektörleri, sosyal medya kazançları, banka ve kredi kartıyla ödeme almayan işletmeler, IBAN ile kayıt dışı bırakılan kazançlar, kar payı transferleri, gelir beyanı olmayan yüksek tutarlı kredi kartı harcamaları, sahte belge düzenleme ve kullanımı gibi birçok alanda yaygın ve yoğun denetimler gerçekleştirdik."

Bu yılın ikinci çeyreği itibarıyla AB tanımlı kamu borcunun milli gelire oranının yüzde 26,1'e gerileyerek, serinin açıklanmaya başladığı tarihten itibaren en düşük seviyeye ulaştığını ifade eden Şimşek, bütçe disiplinini sürdüreceklerini kaydetti.

Borçlanma politikalarını 4 stratejik ölçüt üzerinden yürüttüklerini söyleyen Şimşek, bunlardan birincisinin kur riskini azaltmak için ağırlıklı olarak TL cinsinden borçlanmak olduğunu bildirdi. Şimşek, TL cinsi borcun stok içindeki payını 2023 yılı sonuna göre 6 puan iyileştirerek yüzde 42'ye çıkardıklarını anlattı. İkincisinin borcun vadesini uzatarak stokun refinansman riskini düşürmek olduğunu bildiren Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Vadesine 1 yıldan az kalan senetlerin stok içindeki payını 6 puan azaltarak yüzde 17 seviyesine düşürdük. Üçüncüsü, faiz riskini azaltmak için değişken faizli borçlanmanın payını sınırlıyoruz. Merkezi yönetim borç stokunun yüzde 70'i sabit faizli borçlardan oluşuyor. Son olarak, güçlü nakit rezervi tutarak, olumsuz piyasa koşullarına karşı likidite ve refinansman riskini yönetiyoruz. 2023'te yüzde 139,5 olarak gerçekleşen iç borç çevirme oranını bu yıl yüzde 132'ye ve 2025'te yüzde 119'a düşürmeyi hedefliyoruz. 2024 yılında yükümlülük yönetimi işlemi dahil, 11,7 milyar dolar anapara öderken 10,5 milyar dolar borçlandık. 2025 yılında 11 milyar dolar dış borç alıp, 13 milyar dolar anapara ödemesi yapacağız."

"2023'te yasa dışı bahisle ilgili bloke ettiğimiz işlem tutarı 644 milyon TL"

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, Türkiye'nin gri listeden çıkma sürecini tamamladıklarını da bildirerek, bu süreçte, mevzuat uyumu kapsamında 40 Mali Eylem Görev Gücü FATF tavsiyesinin 39'unda uyumlu konuma gelerek en başarılı üye ülkeler arasında yer aldıklarına dikkati çekti. Şimşek, terörizmin finansmanı ve suç gelirlerinin aklanması mücadelesini, uluslararası standartlara tam uyumlu ve kararlı bir şekilde sürdürdüklerini vurguladı.

"Bakanlığımızın 2025 yılı toplam bütçe teklifi 6,6 trilyon lira"

Mehmet Şimşek, Bakanlık, Gelir İdaresi Başkanlığı, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile Türkiye İstatistik Kurumunun 2023 Yılı Kesin Hesabı'na ilişkin bilgi verdi.

Şimşek, "Bakanlığımızın 2025 yılı toplam bütçe teklifi 6,6 trilyon liradır. Faiz hariç tutulduğunda bütçe teklifi 4,65 trilyon lira olmaktadır. Bu teklifin yaklaşık yüzde 1,6'sına tekabül eden 74,4 milyar lira Bakanlığımız hizmetleri için kullanılacaktır. Bakanlığımızın 2025 Yılı Bütçesinin faiz hariç yaklaşık yüzde 98,4'lük kısmı olan 4,57 trilyon lira ise diğer kamu idarelerinin hizmetlerinin finansmanı için ayrılmıştır.

Bu kapsamda üç büyük kalem olan; Sosyal Güvenlik Kurumuna 1,3 trilyon lira, Mahalli idarelere verilen paylara 1,3 trilyon lira, Fon paylarına 392,2 milyar lira aktarılacaktır. Gelir İdaresi Başkanlığının 2025 Yılı Bütçesi için teklif ettiğimiz ödenek tutarı 47,5 milyar liradır. Özelleştirme İdaresi Başkanlığının 2025 Yılı Bütçesi için teklif ettiğimiz ödenek tutarı 362 milyon liradır. Türkiye İstatistik Kurumunun 2025 Yılı Bütçesi için teklif edilen ödenek tutarı 5,1 milyar liradır.

Siyasi Partilerin Değerlendirmeleri

Dar gelirlilerin vergi yükünün azaltılması için de bir şey yapılmıyor

CHP: Uygulanan politikaların yanlış olduğu, enflasyonun yüksek olduğu ve gelir dağılımının bozulduğu iddia edildi.

CHP Grubu adına söz alan İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, 2025 yılı bütçesinde sorunları çözecek başlıkların yer almadığını söyledi.

Orta Vadeli Program'daki (OVP) hedeflerin gerçekleşme ihtimalinin bulunmadığını savunan Türeli, OVP'de yer alanların sadece rakamlardan oluştuğunu dile getirdi.

Türeli, "Uygulanan yanlış politika enflasyonu yüzde 19'lar seviyesinden yüzde 85'lere çıkardı, şimdi yeniden o seviyelere indirmeye çalışıyorsunuz. Tüm olumsuzlukların yükü bu ülkede yaşayan milyonlarca insanın sırtında. Gelir dağılımı bozuldu, yoksulluk yaygınlaşıyor. Ekonominin büyüme yapısı gittikçe aşınıyor." diye konuştu.

Yüksek enflasyonun yanlış politikalardan kaynaklandığını ifade eden Türeli, maliye politikalarının zayıf olduğunu ileri sürdü. Rahmi Aşkın Türeli, devlet harcamalarının, savurganlığın ve israfın devam ettiğini gösterdiğini savundu.

Vergi yükünün arttığını dile getiren Türeli, "Geçiş garantileri, uçuş garantileri, hastanelerde yatış garantileri, döviz cinsinden garantiler kabul edilebilir bir şey değil. Bunlar bütçede kara deliktir." değerlendirmesinde bulundu.

Dar gelirlilerin vergi yükünün azaltılması için de bir şey yapılmadığını ileri süren Türeli, iktidarın gelir dağılımı ve yoksulluk yokmuş gibi davrandığını dile getirdi.

İYİ Parti: EYT düzenlemesinin maliyeti eleştirildi, Türkiye'nin yönetim felaketi yaşadığı savunuldu.

"Türkiye yönetim felaketi yaşadı"

İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta, 2018'in Temmuz ayında yüzde 15,35 olan enflasyonun 2023'te yüzde 47,70'e çıktığını aktardı.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Vedat Işıkhan'ın EYT düzenlemesinin maliyetiyle ilgili açıklamalarını anımsatan Usta, "EYT günah keçisi yapılıyor. EYT'nin 2024 maliyeti 300 milyar liradır. Kiminle tartışacaksak tartışmaya hazırım. Türkiye'nin sorunu deprem felaketi değil, Türkiye yönetim felaketi yaşadı." şeklinde konuştu. Kamudaki tasarruf tedbirlerini eleştiren Usta, tasarruf paketinin içinin boş olduğunu dile getirdi.

Saadet Partisi: Cari açıkta elde edilen hedeflerin memnuniyet verici olduğu, ancak yatırım ve üretimde beklenen sonuçların elde edilemediği belirtildi.

Cari açıkta elde edilen hedefler memnuniyet verici"

Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Selim Temurci, Bakanlığın 2025 yılı bütçesinin, 2023 yılı merkezi yönetim bütçesine denk olduğunu ifade etti. 

Ekonomide sorunlar yaşandığını belirten Temurci, paranın değer kaybettiğini söyledi. Temurci, sürdürülebilir büyümenin ve cari açıkta sürdürülebilir düşmenin, üretim, yatırım ve istihdama bağlı olduğunun altını çizdi.

Olumlu gelişmelerin de yaşandığını dile getiren Selim Temurci, "Cari açıkta elde edilen hedefler memnuniyet verici. Dövize olan ihtiyacımızı azaltabilirsek bu, dezenflasyona da destek olacak." ifadesini kullandı. Yatırım ve üretimde beklenen sonuçların elde edilemediğini savunan Temurci, sanayideki büyüme hızının genel büyümeye katkı sağlayacağını vurguladı.

DEM Parti: Öngörülerin yanlış olduğu, ekonominin uzağa bakış açısından sorun yaşadığı ifade edildi.

"Öngörüsü yanlış çıkan ekonomi yönetimiyle karşı karşıyayız"

DEM Parti Antalya Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç, bütçenin, kamuda tasarrufun izlerini taşımadığını dile getirdi.

Faiz giderlerinin arttığını söyleyen Oluç, ekonomideki model dolayısıyla dış kaynak bağımlılığının yaşandığını belirtti. Hakkı Saruhan Oluç, "Öngörüsü yanlış çıkan ekonomi yönetimiyle karşı karşıyayız. Ekonominin, uzağa bakış açısından büyük bir sorunu var." dedi.

"Dezenflasyon süreci devam etmektedir"

MHP: Türkiye ekonomisinin dünya liginde üst sıralara yükseltilmesinin hedeflendiği, yerli ve milli üretime önem verildiği vurgulandı.

MHP İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, ekonomide Türkiye'nin dünya liginde üst sıralara yükseltilmesinin hedeflendiğini ifade etti. Yerli ve milli üretimi artırmayı, dışa bağımlılığı azaltmayı amaçladıklarının altını çizen Aksu, sosyal refah düzeninin oluşturulmasının gerekli olduğunu belirtti.

İsmail Faruk Aksu, şunları kaydetti:

"Türkiye ekonomisi şiddetli fırtınaları atlatmıştır. Milli gelirimiz 1,1 trilyon dolar sınırını aşmış, kişi başına milli gelir 2023'te 13 bin 110 dolara yükselmiştir. Cari açık ile dış ticaret açığı inişe geçmiştir. Ekonomik büyüme her yıl ortalama yüzde 5'in üzerinde gerçekleşerek Türkiye'nin dinamik ve üretken yönünü teyit etmiştir. İhracatımız 260 milyar doların üzerine çıkmıştır. İstihdam sayısı 33 milyona, istihdam oranı da yüzde 50'ye yaklaşmıştır. Haziran ayında başlayan dezenflasyon süreci devam etmektedir." 

Bütçe dengesinin öngörülen seviyede seyrettiğini kaydeden Aksu, Türkiye'nin en az borçlu ülkelerden olduğunu dile getirdi.

Aksu, enflasyonun önemli gündem maddeleri arasında yer aldığına dikkati çekerek, "Enflasyonu kalıcı olarak düşürmek, cari açığı azaltmak, mali disiplini genişletmek ve yapısal sorunları çözmek için uygulanan ekonomi programının öngörülen hedefler istikametinde sonuç veriyor olması memnuniyet vericidir." değerlendirmesinde bulundu.

Haksız saldırıların ekonomi kurumlarını yıpratmaya yönelik olduğunu söyleyen Aksu, yapılanların ülke ekonomisinin itibarına da zarar verdiğini vurguladı.

AK Parti: Son 22 yılda her alanda hizmet kalitesinin artırıldığı, bütçenin yatırımı, istihdamı ve üretimi desteklediği belirtildi.

"Büyümenin sağladığı imkanların toplumun tüm kesimleriyle paylaşılması esas alınmıştır"

AK Parti Aksaray Milletvekili Hüseyin Altınsoy, son 22 yılda her alanda hizmet kalitesinin artırıldığını belirtti. Türkiye'yi güçlendirmek, milletin refahını artırmak için çalıştıklarını anlatan Altınsoy, şöyle devam etti:

"2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, yatırımı, istihdamı, üretimi ve ihracatı destekleyen, sosyal refahı artıran yaklaşıma sahiptir. Bütçemizde büyümenin sağladığı imkanların toplumun tüm kesimleriyle paylaşılması esas alınmıştır. Bütçe, mali disiplinin korunması, ekonomik istikrarın sağlanması, sürdürülebilir büyümenin desteklenmesi politikalarıyla uyumlu olacak şekilde hazırlanmıştır."

Mali disipline kararlılıkla devam edildiğini aktaran Altınsoy, enflasyonun tek haneye düşürülmesinin ve gelirin adil şekilde dağıtılmasının hedeflendiğini anlattı. Hüseyin Altınsoy, vergilendirmede temel yaklaşımın, "çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınması" olduğuna işaret etti.

Mehmet Şimşek Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçe görüşmeleri