KARTAL HALK TEMSİLCİLERİ MECLİSİ YOLA ÇIKTI!

Geçtiğimiz hafta sonu Kartal Belediyesi Organik Çadır'da gazeteci Barış Terkoğlu ve Aydemir Güler'in konuşmacı olarak katıldığı, Kartallı yurttaşların yoğun ilgi gösterdiği Kartal Halk Temsilcileri Meclisi kuruluş toplantısı sonras yürütme kurulu üyeleri Gökmen Dumlu, Güldemet Kırıcı, Erdal Köse, Özge Tan ve Şenol Güler, Kadir Özdal ve Ceyhan Karaman'a ı gündemlerini ve hedeflerini sorduk.

PEKİ MECLİSİN GÜNDEMLERİ VE HEDEFİ NE? YÜRÜTME KURULU ÜYELERİ MECLİSİ ANLATIYOR…

Öncelikle sizleri tanıyarak başlamak istiyoruz. Kartal Halk Temsilcileri Meclisi’nin üyeleri kimlerdir? Neler yaparlar? Biraz kendinizi anlatarak başlamanızı rica ediyoruz.

Gökmen DUMLU: Merhabalar.  1979 Erzincan doğumluyum. 1980’den beri İstanbul Kartal’da yaşıyorum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Kartal’da tamamladım. Üniversiteyi Marmara Hukuk Fakültesinde okudum. 19 yıldır avukatlık yapıyorum. Evli, bir kız çocuğu babasıyım.  Çeşitli sivil toplum örgütlerinde ve toplumsal davalarda görev aldım.

Şenol GÜLER: Merhaba ben Şenol Güler. Uzun yıllardır Kartal'da yaşayan Otuz yıllık metal işçisi ve DİSK- Birleşik metal iş üyesi bir işyeri baştemsilcisiyim.

Erdal KÖSE: Ben 35 yıl çalışıp sonunda emekli olan bir işçiyim aslında ancak emekli maaşlarımız kuşa dönünce bir iş yapmak gerekti ve küçük esnaf oldum. 

Özge TAN: Merhabalar. Özge Tan ben. Eğitimciyim. İş sebebiyle 13 yıldır İstanbul'da yaşıyorum. Yaklaşık 10 yıldır da Kartal Çavuşoğlu Mahallesi'nde yaşıyorum.

Ceyhan KARAMAN: Aslen Elazığlıyım. Kartal doğumluyum. Uzun bir çalışma döneminin ardından emekli oldum. Gerek hayat pahalılığı gerekse toplumun içinden geçtiği gerici kuşatmadan son derece rahatsızlık duymaya başladım.  Sosyal medyada THTM kuruluş dönemine denk geldim. Kısa bir dönem çalışmalarını takip ettikten sonra içinde yer almaya karar verdim. Örgütsüzlüğün toplumu her geçen gün biraz daha çıkmaza sürüklediği bir dönemde THTM’ye katılma kararı almamda en büyük etken oldu. Özellikle emek yoğun bir ilçe olan Kartal’da elimden geldiğince bu karanlıktan çıkış için görev ve sorumluluk almanın her yurttaşın sorumluluğu olduğunu düşünüyorum.

Güldemet KIRCI: Ben Güldemet Kırcı. Kartal Halk Temsilcileri Meclisi üyesiyim. Evliyim ve 2 evlat sahibiyim. Anneanneyim. Uzun yıllar özel sektörde finans yöneticisi olarak çalıştım. 2001 kriziyle birlikte Uğur Mumcu’ya taşındım. 2008 yılı sonu itibariyle de emekli oldum. Dünyada ve ülkemizdeki yaşanan bu iki kriz benim hayatıma da bu şekilde yansıdı. Hem emekli olmanın hem de giderek daha da karanlığa gömülen bir ülkede yaşamanın ağırlaşan koşullarından, her gün karşı karşıya kaldığım(ız) akıl almaz olaylar karşısında birey olarak kendimi çaresiz hissetmekten yoruldum. “Bir birey olarak ne yapabilirim?” diye sorgularken Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi ile yolum çakıştı.

Türkiye’deki cumhuriyetçi birikimin yeni bir hamle yapması amacıyla kurulan, emperyalizme ve sömürü düzenine karşı, Cumhuriyetçi, yurtsever, eşitlikçi, laik, bağımsız bir Türkiye’nin var olması için kurulan bir kürsü. Aydını, emekçisi, köylüsü, öğrencisi, erkeği, kadınıyla beraber özgürce sözünü söyleyebildiği, tartıştığı, mücadeleyi örgütlediği, birbirinden öğrendiği ve aynı hedef ve sorumlulukla hareket edenlerin birleştiği bir kürsü…

Kadir ÖZDAL: Merhaba. Kadir Özdal ben. 81 yılında Elazığ’da dünyaya geldim. Babamın öğretmen olması dolayısı ile Anadolu’nun birçok kentinde bulunduk ve 90 yılında Kartal’a taşındık. Evimizin yanında Kartal Sanat Tiyatrosu’nun açılmasıyla orada ilk tiyatro eğitimime başladım. Bize oyuncu olarak dünya görüşü ve farkındalık ile yaşamak aşıları küçük yaştan itibaren aşılandı, gözlem, öğrenme ve araştırma ile büyüdük. O sebeple Kartal ve Kartal’daki sosyal kültürel yapı ile çok alakadar oldum. 2000 yıllarının başında Hacettepe Konservatuvar Tiyatro Bölümünü kazandım. Konservatuvardan 2006 yılında mezun olunca dizi ve sinema sektöründe çokça görev alıp önemli karakterler oynadım. Çoğu dönem ve şehir dışı çalışması olunca biraz da gezgin ruhumun etkisi ile ülkede gezilmedik görülmedik yer bırakmadım. Bu geziler sadece turistik değil oraların sosyo kültürel yapılarına dair çokça bilgi edinme, araştırma ve yaşanmışlık ile geçti. Bir Anadolu kurduyum diyebilirim. Son yıllarda Almanya’da aldığım sanat terapistliği eğitimi ile dezavantajlı gruplar ile alakalı çalışmalar yaparak devam etmekteyim. Genel olarak özetlemek gerekirse hem mesleki hem birçok alanda yurtiçi ve yurtdışı çalışmalar ile birçok platformda hâlâ varlık gösterirken Kartal ve Kartallılarla olan ilişkim hiç kopmadı. . Kartallı Kadir olarak bilinirim ancak Kartal’da çocukluğu, gençliği geçmiş ve hâlâ yaşayan biri olarak çok dertliyim. Bu sebepten her zaman sorumlu hissediyorum. THTM’de bulunmayı bu anlamda benim için hem manevi bir borç hem de semtim ve dostlarım için daha iyi bir ortam sağlamak adına bir fırsat olarak görüyorum.

Anladığımız kadarıyla yürütme kurulu üyeleri Kartal’ı tanıyan, Kartal’ın sorunlarını bilen ve çözümü konusunda da sorumluluk sahibi bir ağırlık oluşturuyor. Peki Kartal Halk Temsilcileri Meclisi’nin kısa vadede önüne koyduğu hedefi ne? Kartallılar bu mecliste neden bir araya gelecek?

Gökmen DUMLU: Kartal’da yola çıkan Halk Temsilcileri Meclisi’nin temel sorumluluğu geleceği örmektir. THTM, bu ülkenin geçmiş kazanımlarına, laikliğe, aydınlanmaya, yurtseverliğe yaslanıyor. Bizim görevimiz bunu Kartal’ın emekçi halkıyla, gençleriyle, kadınları ve çocukları ile ileriye taşımaktır.

Biz iddialıyız. Kartal’ın kökleşmiş sorunlarına, yoksullaşmaya, emek sömürüsüne karşı güçlü bir mücadele öreceğiz. Mahalle örgütlenmeleriyle, kuracağımız mahalle meclisleriyle halkın sorunlarına çözüm üreteceğiz.

Bugün Türkiye, laikliğin fiilen ortadan kaldırıldığı, emekçi halkın kriz politikaları altında büyük bir soyguna maruz kaldığı bir rejime tanık oluyor. Ülke, iktidarın tercihleri nedeniyle savaş tehditleriyle karşı karşıya ve toplum uyuşturucudan kadın düşmanlığına, iş cinayetlerinden nefret kültürüne kadar karanlık bir döngü içinde. Bu tablo örgütlü bir toplum ihtiyacını daha da belirgin hale getiriyor. Ancak Türkiye, örgütsüzlüğün en derin yaşandığı bir dönemi yaşıyor. THTM bu sorunun üzerine gitmeye kararlı ve çözüm olarak yerel meclislerin önemine dikkat çekiyor.

THTM, yerel meclisler aracılığıyla mahallelerde yaşanan sorunlara çözüm üretmeyi hedefliyor. Mahallelerde açılan tarikat yurtları, kadınların sokakta karşılaştığı saldırılar, inşaat işçilerinin yaşadığı iş cinayetleri ve gençlerin barınma sorunları gibi birçok mesele yerelliklerde yeniden üretiliyor. Merkezi iktidarın yanı sıra yerel yönetimler de bu sorunların sorumlusu olarak görülüyor. THTM’nin yerel meclisleri bu sorunlara karşı büyük bir halk dayanışması oluşturmayı ve halkı mücadeleye katmayı amaçlıyor.

Şenol GÜLER: Kartal bir dönemin sınıf mücadelesinin lokomotifi olan şehirlerden biridir. Her ne kadar sanayii buradan uzaklaştırılmış olsa da hala ciddi bir emekçi sınıfı burada yaşamaktadır. Farklı sektörlerde emek - sermaye çelişkisinden doğan sömürü düzeni maalesef halkın insanca yaşam hakkını elinden almaktadır.  KHTM Kartal'da emekçilerle yeniden sınıf bilinci ve mücadele geleneği yaratmak için yola çıkmış bir halk meclisidir.

Özge TAN: Gerici ve piyasacı politikaların yansımalarını Kartal'da her alanda görebiliyoruz. 4+4+4 politikalarıyla gelen okullarımızın imam hatipleştirilme sürecini hep beraber yaşadık, bu sürece karşı veliler, öğretmenler güçlü bir direnç oluşturdu ama engel olunamadı. Kentsel dönüşüm burada da kentsel yağma ve rant projesine dönüştü. Çok bildiğimiz Kartal'ın işçi, emekçi ağırlıklı profili değişmeye başladı. Kadınlar toplumsal sorunlara daha duyarlı ve mücadelede de ön plandayken hem ekonomik sorunların hem de gericilik sarmalının içinde daha geri duruma düştüler. Çocuklar ve gençlerin ise içine çekilmeye çalışıldığı umutsuzluk ve peşlerinde gezen uyuşturucu çeteleri hepimizin bildiği karamsar bir tablo.

Kısacası Kartal'da gördüğümüz sorunlar aslında memleketimizin her yerinde emekçilerin maruz bırakıldığı sorunlarla aynı.

Buraya kadar karanlık bir tablo çizmiş olabiliriz.

Ancak THTM tam da bu karanlıkta bize çözüm yolu gösterdiği, ayağa kalkma direnci verdiği için çok değerli.

Türkiye'de iktidar ve muhalefet bizi bir arada tutan değerleri yok etmek için üzerlerine düşeni yapıyorlar.

Biz de üzerimize düşeni yapacağız. Çünkü cumhuriyet ile kazandığımız yurttaşlık bilincimiz bunu gerektiriyor. Kentimize, çocuklarımıza, bugünümüze ve geleceğimize sahip çıkacağız. Onlar yurttaş değil biat eden bir toplum istiyorlar, birbirine güvenen değil, birbirinin kuyusunu kazan insanlar istiyorlar. Cesaretli ve özgüvenli değil, korku ve endişe içinde yaşayalım istiyorlar.

Buna izin vermeyelim. KHTM birbirimize bu direnci aşılamak için yola çıktı. Gerçek bir halk meclisi oluşturmak için herkesi katkı koymaya davet ediyorum. Burası var olursa gelecek de var olacak inanıyorum.

Erdal KÖSE: Halk Meclisi adını duyduğumda ilk aklıma gelen şu oldu. “Bu iş adamlarına kıyak yapıp işçiyi emekliyi perişan eden bu insanlara yani bizi yöneten bu umursamazlara kim dur diyecek?” Bütün bir ülke adeta bir adam ve çevresinin mutluluğu için çalışıyoruz. Çok feci yanlış şeyler var, kimse dur diyemiyor -ana muhalefet partisi dahil. Kamplaştırma had safhada ya AKP taraftarı ya da CHP taraftarı olmak zorunda bırakılıyor. Buna zorunlu değilim ve halk meclisi bu anlamda önemli. Biz halkız tüm partilerden siyasilerden devlet adamlarından daha önemliyiz. Bizim mutlu ve refah içinde olmadığımız bir ülkede onlar da bu kadar refah içinde ve mutlu olmamalılar.

Benim vergilerim her ay tıkır tıkır ödendiği halde holdinglerden ya da ülkeyi yönetenlere yakın iş adamlarından hiç vergi alınmaması ya da onlara sürekli vergi indirimi yapılması beni öfkelendirir. İşte o öfkenin hesap sormak için birleştiği yerdir Halk Meclisleri. Toplumun, halkın sesi olmak için bu meclisler önemli . Herkes katılmalı, gelip birleşmeli. Hesap sormalıyız. Kesesini haksızca doldurandan, hukuku ve adaleti kendine göre eğip bükenden. Tüm haksızlıklara karşı tek yürek tek ses olmalıyız. Toplumsal muhalefet bu ülkeye en gerekli şey. Bize katılın bize güç verin. Biz ancak el ele güçlüyüz.

Güldemet KIRCI: 23 yıldır Kartal Uğur Mumcu mahallesinde ikamet ettiğimi belirtmiştim. Yıllar içinde ülkenin içinden geçmekte olduğu karanlıktan yaşadığım semt de nasibini aldı. Örneğin;

- 2000’lerin başında burada sadece tek bir camii var iken şu an camii sayısı 10’a yükseldi. Öte yandan 2008-9 yıllarında mahalle sakinleri olarak yaptığımız çalışmalar ile semtteki ilk kreş İsmek binası içinde açıldı. Geçen zaman içinde artan nüfusa karşın, ilave (belediye/devlet kökenli) kreşler ne yazık ki oluşturulamadı. Öte yandan özel kreş sayısı artsa da dar gelirli kesimler için son derece astronomik rakamlar olması sebebiyle sadece çalışan beyaz yakalı kesime hitap etti. Tarikatların marifeti yetmezmiş gibi camiler de astıkları koca koca pankartlarla 4-6 yaş arasındaki çocukları yaz/kış kuran kurslarına çağırmaya başladılar. Çocukların zihinsel olarak gelişmeye başladıkları 3 yaş ve sonrasındaki bu dönemde her çocuğun kendi yaşıtlarıyla sosyalleşip, kaba ve ince motor becerilerini geliştireceği, oyunlarla kendini ifade etmeyi öğreneceği eğitim alanlarına ulaşması en doğal hakkıdır. Bu yaştaki çocukları tarikat, kuran kurslarının eline teslim etmek toplumun kendi ayağına sıkmasıdır. KREŞ konusu hem anneler hem de çocuklarımız için acilen halledilmesi gereken bir konudur.

-Yine Aydos ormanı, nefes aldığımız, sosyalleştiğimiz, rehabilite olduğumuz bir alan iken zaman içinde yerel yönetimler/mafya iş birliği ile çayhaneler, düğün mekânları, sportif etkinlik, nargile kafe vb. işletmelerce ele geçirildi. Görsel olarak yarattığı ucubeliğe mi kahrolursun, yaz aylarında yapılan düğünlerle gece geç saatlere kadar dayatılan müzik adı altındaki gürültüye mi ya da kapısından girmek için bile para ödemek zorunda bırakılmamıza mı? Aydos ormanı bizimdir ve orman olarak kalmalıdır!

-Uğur Mumcu görece birçok yere göre çok sayıda park alanına sahipmiş gibi görünse de esasen bir deprem anında (yaklaşık 40.250 kişinin yaşadığı ) bunların yetersiz olduğu aşikârdır. Çok katlı binaların yanında avuç içi kadar park! Ayrıca olası bir depremde halkın ne şekilde hareket etmesi gerektiği yönünde eğitimler, acil durum konteynırları, toplanma alanları belirleme gibi konular da depremi yaşamadan ele alınması gereken konulardan birisidir.

-Pazarda denetim yapıldığına tanık olmuyoruz. Ne tartı kontrolü var ne de etiket zorunluluğu. Ayrıca yaklaşık olarak 2016 beri yapılacak olan “sabit pazar yeri “projesinin hayata geçirilmesi, alan içinde belediye eliyle işletilecek Beltur veya benzeri bir mekânın olması, buradan emekli halkın çok daha uygun fiyatlarla yararlanmasının da önünün açılmasını talep ediyoruz.

Sözünü ettiğiniz başlıklar Kartal için ciddi mücadele başlıkları… Halkın bu konuda ilgisini ölçebiliyor musunuz?

Gökmen DUMLU: Biz Kartal’da ayrıca güçlü bir işçi hakları merkezi kurduk. Artık Kartal’da işçiler ve emekçiler yalnız değil. İş yerlerinde yaşadıkları tüm sıkıntıları çözecek, onlara hukuki ve siyasi destek sağlayacak bir işçi hakları merkezleri var. Tüm işçilere, emekçilere hatta bu ekonomik koşullarda ezilen beyaz yakalı çalışanlara dahi elini uzatan bir merkez.

Kartal’da yine Karlıktepe mahallemizde kreş talebimiz oldu. Bununla ilgili bir imza kampanyası başlattık ve Karlıktepe mahallemizde bir çocuk şenliği yaptık. Mahalleli komşularımız hem kreş talebine hem de çocuk şenliğimize büyük ilgi gösterdiler.

Fakat bununla yetinemeyiz!

Halkımızın kendi sorunları etrafında dayanışma göstermesi, örgütlenmesi ve kendisine ait bir yönetim şeklini de yaratmasını hedeflemeliyiz.

İşte Kartal Halk Temsilcileri Meclisi tam olarak buraya oturuyor.

Siyaseten ilkeli bir duruş, toplumun ayağa kalkması için çaba ve kendi ayakları üzerinde yükselmesi…

Bütün çabamız bunun için.

Kolları sıvadık.

Kartal’da bu siyaseti güçlendirmenin, önüne koyduğu hedefleri başarıyla yerine getirmenin, bu yolda yürüyeceklerin büyük bir özgüvenle ülkesine, halkına, değerlerine sarıldığı bir meclis kurduk.

Kartallı yurtseverleri, ilericileri, emekten ve bağımsızlıktan yana olanları meclise güç vermeye davet ediyorum.

Kartallı yurttaşlarımızı Kartal’ı emeğin ve aydınlanmanın kalesi yapmaya davet ediyoruz

Bu meclis halkın meclisi ve halkın gerçek temsilcilerinden oluşuyor. Ülkemize, kentimize ve ilçemize çöken bu karanlığı söküp atacak olanlar da bu meclistekiler olacak. Tüm Kartallı dostlarımızı, yurttaşlarımızı ve komşularımızı bu meclise destek vermeye ve Kartal Halk Temsilcileri Meclisi’nde yer almaya çağırıyoruz…

Bundan sonra kimse yalnız değil, kimsesiz değil, örgütsüz değil…

Şenol GÜLER: Mahalle halkının yerleşik sorunlarının yanı sıra ki bunlardan biri artık kaçınılmaz olan bir kreş ihtiyacıdır bunun için bürokratik yerel ilişkiler devam etmektedir. Ayrıca bölgemizde devam eden grev, eylemlerde-ki gerek hizmet gerek sanayi sektörü dahil sınıf kardeşlerimizin durumu yakından takip edilmekte ve sınıf dayanışmasının gerektirdiği tüm pratikler yerine getirilmektedir.

Gökmen DUMLU: İzninizle ilginin bir başka boyutunu daha paylaşmak istiyoruz. Kuruluş toplantımızda önemli sayıda yurttaşımız çağrımızın somut parçası olmak adına komisyonlarda yer alacağını belirti, formlar doldurdu. Emekli, kadın, yerel yönetimleri izleme, kültür sanat ve işçi hakları komisyonlarına ayrıca ilgi oluştuğunu söyleyebiliriz. Her komisyonun hızlıca ete kemiğe bürünmesi için yola koyulduk. Fakat komisyonlarımızın genişlemesi, derinleşmesi konusunda bir bitmiş süreç yok. Dolayısıyla Kartallı yurttaşlarımızın bu çeşitli mücadele başlıklarına dair parçası olacakları süreç halen daha devam ediyor.

Verdiğiniz yanıtlar için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyoruz. Son olarak Kartallılar sizlerle nasıl iletişim sağlayacak? KHTM’ye ulaşacakları bir adresi var mı?

Yakın bir zaman diliminde Kartal’da Meclisimizin bir lokali açılacak. Açılış duyurusunu yapacağız. Onun dışında Kartallı yurttaşlarımız Meclisimizin çalışmalarını sosyal medya hesaplarından takip edebilirler.  

Facebook: Kartal Halk Temsilcileri Meclisi

Instagram : kartalhalktemsilcileri

X : KartalHalkTM

Kartal Halk Temsilcileri Meclisi