Kartal Belediyesi CHP Meclis Üyesi Arda: "Bugün millet hükümetin 'Domuz eti satıyor' dediği köftecinin kapısında kuyruk oluyor"
Kartal Belediyesi CHP Meclis Üyesi Ekrem Eray Arda, Atatürk'ün mirasına sahip çıkmanın ve demokratik değerleri korumak için mücadele etmenin önemini vurgularken "Bizim gerçek demokrasiyi bugün burada muhalefette olan arkadaşlarımıza da öğretmek gibi bir görevimiz var. Malum bağlı bulundukları siyasi anlayış çoğunlukta oldukları meclislerde muhalefete söz bile vermiyor." dedi. Milletin herşeyin farkında olduğunu söyleyen Arda, " Zaten bu milletin bu hükümetin sözlerine inancı kalmamış" dedi.
İstanbul, Kartal — Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün aramızdan ayrılma başlangıcının 86. yıl dönümü dolayısıyla bir konuşma gerçekleştiren Arda,
"Ebedi başkomutanımız Atatürk, ne kadar büyük bir fark yarattığının farkında mıyız? İnsan ömrünün bir kısmını aşacak kadar büyük bir miras bıraktı." diyerek sözlerine başladı.
Arda, Mustafa Kemal Atatürk'ün, Kurtuluş Savaşı'nı dahi meclisle birlikte yayımlanma kararlılığına değinerek, "Savaş koşullarında bile mecliste muhalefet vardı ve meclis, Başkomutanlık yetkisinde Atatürk'e bile hesap sorabiliyordu. Atatürk, bu sesleri kısmak yerine dinlemeyi tercih etti. Bu, onun büyüklüğünü gösteriyor" dedi. Ve ekledi:
"Derdini saraylara ulaştıramayan vatandaş, yetkileri budanmış meclise bakarak Atatürk'ü görüyor"
"Derdini saraylara ulaştıramayan vatandaş, yetkileri budanmış meclise bakarak Atatürk'ü görüyor. Atatürk'ü hatırlıyor. Geleceğinin karartıldığını gören gençliği, umudunu yine Atatürk'e arıyor. Uluslararası müsabakalarda madalya kazanan kadın sporcularımızda Atatürk'ü anıyor. Milleti birbirine düşüren, ayrımcı siyaset diline karşı çözüm, bu millete millet bilincini veren "Ne mutlu Türküm diyene" diyebilmekte yatıyor. 86 yıl önce kaybettiğimiz ulu önderimiz, bize bıraktığı büyük mirasıyla her an bizimle. Bunu biliyoruz ve ondan aldığımız güç ve ilhamla çalışıyoruz. Biz ne Atatürk'ün yanlış anlatılmasına ne de binlerce can verilen bu toprakların kirli pazarlıklarla peşkeş çekilmene razı değiliz, olamayız da."
"Meclis, Başkomutanlık yetkisi verdiği Gazi Mustafa Kemal'e dahi hesap sorabiliyordu"
Cumhuriyetin ve Atatürk'ün bıraktığı değerlerin doğru anlatılması gerektiğini ifade eden Arda,
"Bu anlatıdan da fazla ilgi ve özen gerektiren bizzat doğru uygulamalarla pekiştirilmesi gereken bir değerlerin manzumesidir. Bakın, 1923'te Cumhuriyeti ilan eden Atatürk, Kurtuluş Savaşı'mızı da meclis ile birlikte yürüttü. Savaş koşullarında bile bizim meclisimizde muhalefet vardı ve meclis, Başkomutanlık yetkisi verdiği Gazi Mustafa Kemal'e dahi hesap sorabiliyordu. Mustafa Kemal bu sesi kısmak yerine dinlemeyi tercih ettiği için Atatürk oldu. Üst üste zaferler kazanan kudretli bir asker olarak egosunun esiri olmaya belki hepimizden daha yakındı. Buna rağmen bunu yapmadı. Ağır savaş koşullarının görüldüğü en büyük kumandanların yapmadığını bugün ilçe meclislerinde görmek en hafif ifadeyle trajikomiktir.
"Özgürlük yalnızca bağımsız bir devlet olabilmekle sınırlı değildir"
Atatürk'ün mirasını aktarmak için onun gibi düşünebilmek, onun gibi yapabilmek konusunda örnek olması gereken bizler bunu yapacak en son insanlar olmalıyız. Biz cumhuriyeti milletimizin özgür yaşama iradesinin sancağı olarak görüyoruz. Bu özgürlük yalnızca bağımsız bir devlet olabilmekle sınırlı değildir. Düşünce ve ifade özgürlüğü başta olmak üzere insanın kul değil de vatandaş olmasını sağlayan tüm özgürlüklerle birlikte bir bütündür. Bu millet ne devletinin bağımsızlığı ne de kendi hürriyetine helal gelmesine göz yummaz. Meclisler şahsi egolara esir olacak değildir. Gücünü milletten alan irade bir kişinin iradesine yenilecek hiç değildir.
Muhalefette olduğumuzda yiğitlik, sözümüzü söyleyebilmek için her zorluğu göze almaksa, iktidarda olunca yiğitlik, muhalefetin her sözünü söyleyebilmesi için gerekli imkanı sağlamaktır.
Bizde o yürek var diye düşünüyorum. En azından benim bana söylenecek her söze verecek cevabım var. Bir daha bu mecliste ses kesme gibi olayların yaşanmayacağını ümit ediyorum. Ben istiyorum ki AK Partili arkadaşlarımız, 'Bu mecliste muhalefete söz de veriliyormuş, hatta muhalefetin sözü kesilirse onun yerine gidip iktidar onun hakkını koruyormuş' diye gitsin diğer arkadaşlarına anlatsınlar, öğrensinler. Zira bizim gerçek demokrasiyi bugün burada muhalefette olan arkadaşlarımıza da öğretmek gibi bir görevimiz var. Malum bağlı bulundukları siyasi anlayış çoğunlukta oldukları meclislerde muhalefete söz bile vermiyor.
Hakikaten çok enterasan.. Terörist başını İmralı'dan çıkarılıp mecliste konuşturma konusunda çok hevesli olan milliyetçi arkadaşlar, sıra vatanına, milletine bağlı, Atatürk ilkelerine sıkı sıkıya sarılmış gerçek milliyetçilere geldiğinde bir söz veremiyor. Böyle bir şey olmaz. Bunu kabul edemeyiz.
"Millet hükümetin 'Domuz eti satıyor' dediği köftecinin kapısında kuyruk oluyor"
Zaten millette çok şükür herşeyin farkında. Sözüm ona milliyetçilik değil dürüst, haysiyetli, tutarlı ve Atatürk ilkelerine sadık bir milliyetçilik anlayışını gördüğünde arkasında duruyor. Muhalefeti ezmek için, çok afedersiniz belediye kaynaklarına çökmek için uygulanan politikaları görünce ise tiksiniyor. Bugün bu millet hükümetin 'Domuz eti satıyor' dediği köftecinin kapısında kuyruk oluyor. Milletin bu hükümetin sözlerine inancı kalmamış, sözlerini kesmenin ne anlamı var ki? Bırakalım konuşsunlar, bu millete güldürsünler bu milleti.
Biz bugün dünya kaynarken ateş çemberinin ortasında var olan bir ülkede hala birbirimize girmeden birlikte yaşamayı beceriyorsak, bu bir asrı aşan Cumhuriyet deneyimimiz ve bize birliktelik anlayışı veren millet anlayışımız sayesindedir.
Bu duygu ve düşüncelerimizle, bize en değerli olan kardeşliğimizin temeli, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatının yıldönümünde bir kez daha saygı, rahmet ve minnetle anıyorum. Ruhu şad olsun. Mirasına sahip olmaktan çıkmak, bu millete borcumuzdur. Her halükarda gereği neyse yapacağımızda bu millete sözümüz olsun."